10 Eylül 2014 Çarşamba

Thomas Aquinas:Tanrının Varlığının Akılla Kanıtlanması-Hazırlayan Can Sidar Mengüç

1. Hareketsiz Hareket Ettirici Kanıtı

Hiçbir şey, bir ilk hareket ettirici olmadan hareket etmeye başlamaz. Bu bizi tek çıkışın tanrı olduğu bir noktaya sürükler. Bir şey ilk hareketi sağlamış olmalıdır ve biz buna tanrı deriz.
İlk hareket ettirici muhakkak tanrıdır fakat bunun varlığını kanıtlamak için öncelikle tanrıya inanmamız gerekir.Çünkü evren hiçbir  bir zaman bireye düzenlilik mesajı vermez insanlar genellikle uzaya gittiklerinde kaybolacaklarını ve yok olacaklarını bilirler dolayısıyla uzay kendine ait kanunları olan keşfedilmeyi bekleyen bir yer olarak insanoğlunun aklında her zaman merak konusu olmuştur.

2. Sebepsiz Sebep Kanıtı

Hiçbir şey kendi kendine sebep olamaz. Her sonucun öncül bir sebebi vardır. Bu durum, bir ilk sebep tarafından sona erdirilmiş olmalıdır ki biz buna tanrı deriz.
Doğru bir kanıt değildir çünkü aslında tanım yanlış yapılmıştır.Aslında ilk sebepte Tanrı tarafından oluşturulmuştur.Çünkü Tanrı ezeli ve ebedidir.Yani Tanrı'nın iradesi dışında hiçbirşey gerçekleşmemektedir.Fakat Tanrı'ya yaklaşarak kendi cüzi irademizi oluşturabiliriz.Tanrı bize özgür irademizi kullanabilmemizi tavsiye etmiş mantığımızı kullanmamızı söylemiştir.Aslında Tanrı'nın mutlak bir iradesi ve amacı vardır.Müslümanlar buna inanırlar.Sebepsiz hiçbirşeyin gerçekleşmesi mümkün değildir çünkü eğer öyle olsaydı insanın anlama dair ruhunda hiçbirşey kalmazdı.Skolastik felsefede Thomas Aquinas'ın görüşlerini sorgulamak günah olarak kabul edilmektedir.Katolik mezhebinin inancı böyledir.Fakat bu sorgulamama halide kendine ait bir ruhsallık içermektedir.Skolastik düşünce kendini mimaride de ifade etmiştir.
3. Evrensel İspat Kanıtı

Maddesel nesnelerin var olmadığı bir zaman dilimi mutlaka olmuştur; ancak şu an maddesel nesneler bulunduğundan, bunları var eden ve maddesel olmayan bir şey olmalıdır. İşte biz buna tanrı deriz.

Evet kesinlikle doğru bir kanıttır.Nesnelerin var olmadığı bir zaman dilimi mutlaka var olmuştur.Fakat bu maddeyi nasıl tanımladığımıza bağlıdır.Evren çok yüksek yoğunluklu enerjiden oluşmuştur. Evrende galaksiler,samanyolları,gezegenler,yıldızlar,güneşler bulunmaktadır.Hepsinin yaratıcısı Tanrıdır.Hepsi bir düzen içerisinde hareket etmektedir şuanda pek ala oluşum aşamasında maddesel nesnelerin var olmadığı bir zaman dilimi olmuş olabilir.
4. Dereceden İspat Kanıtı

Dünyadaki şeylerin (konuların) farklı farklı olduklarınız biliriz. Mesela iyilik ve güzellik dereceleri farklılık gösterir; ancak bu dereceler yalnızca bir maksimuma göre kıyaslandıktan sonra açıklık kazanır. İnsanlar hem iyi hem de kötü olabilirler, öyleyle maksimum iyilik insanda aranamaz ve aransa da bulunamaz. O halde, kusursuzluk standardını belirlemek için de başka bir maksimum olmalıdır ve biz bu maksimuma tanrı deriz.

Doğru bir sözdür.Çünkü Tanrı bütün kullarından daha merhametlidir.Kullarının merhameti sadece Tanrı'nın merhametinin bir cüzüdür.Fakat dünyada gerçekten iyi insanlarda vardır.İnsanların içerisindede kendi aralarında maksimum iyilik sahibi olanlar vardır.

5.5. Teolojik (Tasarıdan) İspat Kanıtı
5. Teolojik (Tasarıdan) İspat Kanıtı

Dünyadaki şeyler, özellikle de yaşayan nesneler, sanki birisi tarafından tasarlanmış gibi görünürler. Tasarlanmamış gibi görünen, bildiğimiz hiçbir şey yoktur. O halde bir tasarımcı olmalıdır ve biz bu tasarımcıya tanrı deriz.
Katıldığım bir kanıt.

Aquinas, Tanrı'nın tikelleri bilmesini, O'nun, varlıkların nedeni olmasıyla da açıklar:
Etki, nedeni göz önünde bulundurularak, var olmadan önce de bilinebilir. Söz gelimi, gökbilimci göksel hareketlerin düzenlerini düşünmek suretiyle, gelecekteki bir güneş tutulmasını önceden bilir... Tanrı da bütün diğer şeylerin nede­ni olan kendisini bilmek suretiyle diğer şeyleri kendisinin eseri olarak bilir. O halde, hiçbir şey Tanrı'yı, var olmayan şeyleri bilmekten alıkoyamaz.[27]

Aquinas'ın tamamıyla doğruluğunu bildiğim bir sözü.Mantıklı ve doğru bir söz.

İnsan ne kadar zeki olursa olsun, bir ülkenin geleneklerini ve ekonomisini gözlemlemekle fazilet ve ayıplarıyla bir dinî sistemi içten, sempatik bir yaklaşım ve anlayışla gözlemlemek arasında derin bir uçurum vardır.

Buda katıldığım bir söz.
Kesinlikle doğru bir söz çünkü ikisi gerçekten farklıdır fazilet ve ayıplarıyla bir dini sistemi içten,sempatik yaklaşımla gözlemlemek daha kolaydır çünkü birey bu sorgulama sırasında içsel bir dönüşüm geçirir ve bu sorgulamanın doğru bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekmektedir.Bireyin bu sorgulamayı hangi aşamalarla geçirdiği inancını belirleyecektir.Kişinin inandığı doğrular zamanla değişebilir.Önemli olan kişinin maneviyatının olumlu yönde ilerlemesinin sağlanmasıdır.Bunu gözlemlemenin kolay olması arzulanır çünkü bireyin kendini tanıması gerekmektedir.Birey kendi hayallerini umutlarını beklentilerini isteklerini gözden geçirebilmelidir. Her dinin kurucusu insanlar için olumlu ilerlemenin sağlanması amacını gütmüştür.İnsanoğlu kutsal bir varlıktır.Her insan hayallerini gerçekleştirebilmelidir.Mutlu olmalıdır.Dünyada barış içinde bir arada yaşayabiliriz.İyi insanlar iyiliklerinin karşılığını görebilmelidir.Yapılan iyilikler hiçbir zaman karşılıksız bırakılmamalıdır.Yaptığımız iyiliklerin karşılığını görmek insan olarak bizi mutlu eder.İnsanoğlu iyiliğin ne olduğunu bilebilmelidir.Doğruyu ve yanlışı ayırt edebilmelidir.Bu doğru ile yanlışı ayırt edebilme duygusu insanın en büyük mutluluk kaynağıdır aslında.Temelinde vicdan vardır.Vicdanlı insanların içi rahat olur.Vicdan rahatlığı insanın kendine ve geleceğe güvenle bakmasını sağlar.Vicdanlı toplumlarda insanlar birbirlerine saygılı davranırlar.Yapılan hiçbir iyilik ve kötülük dünyada ve ahirette karşılıksız kalmaz.Yaptığımız iyiliklerin sevabını beklerken kötülükler içinde bağışlama dilemeliyiz.Birbirimize iyi davranmalıyız.Birbirimizi üzmemeliyiz.


Not: İtalik yazıyla yazdıklarım kendi görüşlerimdir.

Bölüm: Hukuk -Can Sidar Mengüç 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

George Orwell Response