22 Ekim 2014 Çarşamba

Genel Kamu Hukuku

Platon'Un görüşlerinde Kadın-erkek eşitliği Eşit işe eşit ücret prensibinden ortaya çıkmıştır. Kadınının kadın olduğu erkeğin erkek olduğu için yapabileceği meslek yoktur.Sadece yaradılıştan ötürü vardır.Bekçilik gibi Devletin ailenin yaşamına son derece müdahil olması gibi Anayasa 10.madde Pozitif ayrımcılık Aynı durumda olanların aynı uygulamaya tabi tutulması Haklı sebep varsa kamu yararına kişilere farklı uygulamalar yapılabilir. Platon'Un devletteki ve yasalardaki görüşleri En iyi 2.devleti yazıyor Evlilikte çocuk yetiştirmede devlete yararlı faydalı olmak Bunlara kutsal evlenme diyor. Devletin nüfusunun azalmasını önlemek gerektiği Kadını erkek egemenliğinden kurtarıyor. Bilgelik bir erdem Filozofların devleti yönetmesini istiyor. Yiğitlik Eğitimle insanın kalıba sokulabileceğini söylüyor. Eğitilmezse kötü eğitilirse sınıflar arası çatışma olur. Eğitime önem veriyor. Organizmacı ve biyolojik teori Kemal gözler devletin kökenine ilişkin teorileri inceliyor. Aile teorisi-Büyük ailelerin gelişmesinden doğmuştur. Siyasal birlik vazifeside sağlıyor.Büyük aileler.Boylar,kabileler,aşiretler Devlet başkanının otoritesi Aristo çiçero-Aile teorisini benimsemiş Devleti canlı bir organizma gibi görüyor Diğer kuruluşlar görevleri yerine getiriyor. Eleştiriye açık bir teori Kuvvete müdahale teorisi Kuvvetlilerin zayıfları egemenlik altına aldığı Marksist teori Üretim araçlarına sahip olanlar tarafından yönetildiği Eski kanuna öre MK M159 Kadının kocasının iznini alması gerekiyordu.Çalışabilmek için 1980li yılların sonu 90lı yıllar Eşler arası eşitlik diyor. Cinsiyeti farklı olduğu için hakkını kullananamaması savunulamaz. Platon'un fikirleri Bazı bilgiler duyu yoluyla bazı bilgileri aklıyla edindiği Gerçek aklın yönettiği mükemmel ideal devlet Akıllı kişilerden uzaklaşıldığı zaman çürüme başlar. Aristokrasi Timokrasi:Şeref,şan gibi kavramlar ön planda Devlete yararlı evlilikler Bilgisiz yeteneksiz bir nesi ortaya çıkıyor. Hem aristokrasi hem oligarşiye benzeyen yönleri var. Kendine özgü yanları var. Yetenekli kişiler çok azalmış. Savaşla uğraşan kişiler ön plana çıkacaklar. Şan ve şeref düşkünlüğü ön planda Devlet adamlarına yaltaklanan kişiler Oligarşi:Timokraside şan ve şöhret ön planda.Oligarşide zenginlik ön planda.Para düşkünlüğü ön planda.Paraya verilen değer arttıkça erdeme verilen değer azaldı. Zenginlik vs erdem zenginliğe ulaşamayanlar devlet işlerinden uzaklaştırılacak Zenginler-yoksullar ortaya çıkacak kamplara bölünecek. Oligarşide savaşı göze alamıyorlar. Aynı anda tüccar - savaşçı tarımla uğraşan olabiliyor. Devlet bozulunca savaş çıkıyor. İşsizler ortaya çıkacak Bilgisizlik,kötü eğitim Bozuk bir düzen Herşeyin üzerinde para olan sistem.Aşırı masraf,harcama,soylular fakir kalıyor. Demokrasi:En ideal devlet şekli 2000-2500 yıl önce platon Yöneticiler kurayla iş başına geliyor. Oligarşi-zenginlik timokrasi-şan şöhret demokrasi-doymak bilmeyen özgürlük isteği sınırsız özgürlük köleliği getirir diyor. Ne kadar aşırılık varsa tepkide aşırı oluyor. Düzen kalmıyor. Birini başa getirelim deniyor. Buda zorbalık yönetimi getiriyor. Zorba halkı sürekli baskı altında tutmak için vergi,savaş Topluma köleliğin en fazlası dayatılıyor. Eleştiriye sabrı yok. Bir toplumda iyi doğuşlular kötü doğuşluları Efendiler köleleri Bilgeler cahilleri Kuraya girenler girmeyenleri yönetiyor. Aklın gereği olan yasaların zorunlu olduğu Aşırı zenginlik insanlar arasında eşitsizliğe yol açıyor. Tek zenginlik kaynağı tarım olmalı diyor. Aile şefi olmalı diyor.5040 kişilik olmalı diyor siteler. Birisi vefat ettiğinde evladına geçecek diyor. Kızlar evlendirilecek. Erkeklerde evlatlık verilecek Üstüne çıkarsa sayı yeni koloni kurulacak Az ise göçmen getirilecek. Toprak elde edilemeyecek Menkuller de sınırlı Evlenerek mal mülk elde edilemez. Faizi kabul etmiyor. Milli parayı uyguluyor. Köleler yabancılar siyasi haklara sahip değil 20 yılda siteden çıkmalı Yasa koyuculular-38 kişilik bir kurul var. 30 düzineden oluşan konsey. 90 aday seçiyor. Şafak konseyi İleri gelen din adamları eğitimciler Devletin devamlılığını sağlamak amaÇ Doğal eşitsizliği savunuyor. Yaptıkları işin önemine göre değerli olduklarını söylüyor. 20 yy İtalya ve Almanya faşizm

16 Ekim 2014 Perşembe

İş Hukuku 1

İşveren:İşçi çalıştıran gerçek kişi tüzel kişi veya tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara denir. Tüzel kişiliği olmayan kurum veya kuruluş Tüzel kişi işçi olamaz. Soyut işveren-Somut işveren soyut işveren:İş görme alacaklısı somut işveren:yönetim hakkı kullanan işverendir. Örneğin küçük emir veya talimat veremez. Temsilcisi velisi veya vasisi Müflis=iflas masası yönetim mirasçılar=yönetim hakkı tenfis memuru tarafından yerine getirilir. kısıtlı yasal temsilci alt işveren:Türkiyede çok yaygın avukat olduğunda en fazla dava alacağımız kısım. Kanun alt işverenlik ilişkisini kısıtlamaya çalışıyor. Alt işveren=Alt işverenin işçileri Asıl işveren=Asıl işverenin işçileri Alt işveren sözleşmesi=vekalet yada hizmet sözleşmesi değil 3.maddede torba kanunlar yapıldı. İş kanunu Alt işveren ilişkisinin kurulma şartları 1)Asıl işveren varlığı Asıl işverenin işçileri çalışmıyorsa orda alt işverenlik ilişkisi yoktur. Anahtar teslimde alt işveren ilişkisi yoktur. 2)İşin asıl işverene ait işyerinde yapılması Kendine ait işyerinde yapıyorsa alt işverenlik ilişkisi kurulmamıştır. 3)İşyerinde yürütülen mal ve hizmet üretimine ilişkin olmasıdır. Yardımcı iş-Temizlik güvenlik-yemek-taşıma-kreş Asıl iş eğitim Asıl işin bir bölümüde alt işverene verilebilir. Asıl iş kumaş üretimi Boyama yardımcı iş mi asıl iş m? Uzmanlık gerektirir asıl iş güvenlik=yardımcı iş 4)alt işverenin işçilerinin sadece asıl işverene ait işyerinde çalışması Haftanın 2 günü bir yerde 3 günü bir yerde çalışıyor.Buradan alt işverenlik ilişkisi kurulmamıştır.Başka işverenlerin iş yerinde çalışmayacak. Bu 4 şart sınavda sorulabilir! Müteselsilen sorumluluk alt işverenin işçileri benim paramı ödenmiyor diye işverenden para isteyebilir. İşveren ile alt işveren kendi aralarında sözleşme yapıyorlar.Alt işverenin işçilerinden sadece alt işveren sorumlu olacak diye.Sadece iç ilişkide önemlidir.Sadece onları bağlar.3.kişileri bağlamaz. Asıl işveren alt işverenin ödemelerinden sorumlu. Muvazaa sayılan haller:Asıl işverenin işçileri alt işveren tarafından alınarak hakları kısıtlanamaz.Daha önce o işyerinde asıl işverenin yanında çalışmış kişi ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. 2000 tlye çalışıyor yine 2000 tlye alt işveren olarak çalışıyor.Muvazaa yok.1000 tlye çalıştırırsa muvazaa var. Fazla maaş vermek istemiyor.Alt işveren gibi gösteriyor.Bunu engellemek için yada işçi kontenjanı için. İspat yükü işverendedir.Alt işverenin işçilerinin büyük çoğunluğu alt işvereninse muvazaa yoktur.Sınavda çıkabilir. Genel muvazaa sayılan haller: Asıl işveren alt işverenin çalışma koşullarını belirliyor işçi alıp çıkartıyorsa.Muvazaa var diyor Yargıtay. %70 bu konuda iş davalarında.

Borçlar Hukuku Özel Hükümler

Sözleşme özgürlüğü olgusu liberal hukukta ortaya atılmıştır.Sözleşme özgürlüğü aynı zamanda tipik sözleşmeler dışında sözleşmeler de yapma özgürlüğü verir. İçeriğinide istediğim gibi ben belirlerim. 3 tane sözleşme-Atipik sui generis-kendine özgü karma sözleşmeler bileşik sözleşmeler Bazı örnekler üzerinde durulacak Barter Factoring Leasing Lisans Know-how Banka teminat mektupları üzerinde durulmuş daha önce şimdi durulmayacak Bu sözleşmelere neyi uygulayacak hakim 1)Bu tür sözleşmeler dürüstlük kuralları çerçevesinde tarafların gerçek veya farazi iradeleri yorumlanmış. Bu yorumla sözleşmenin tamamlanması gündeme gelecektir. Bu sözleşmelerin unsurlarından bir kısmı tipik sözleşmeye ait ise kıyasen bunlara da uygulanır.Gerektiğinde B.K genel hükümlerine de başvurulur. Bazı sözleşmeler atipik olmasına rağmen bu konuda yargı ihtiyaçlarıda oluşmuş olabilir. Tek satıcılık yada bayilik sözleşmesinin yaygın kullanımı vardır.İçtihatlar vardır bu konuda.Benzin istasyonu ve bayilik. Hiçbirşey yoksa bu özel durumda hakim hukuk yaratacaktır.Soyut bir kural koyarak o somut kurala uygun soyut problemi çözecektir. Karma sözleşmeler Atipik sözleşmeler Tipik sözleşmedeki unsurlardır fakat bir araya gelişleri farklı Bunlarda kendi içinde 4 alt gruba ayrılıyor 1)Çift tipli karma Taraflardan herbirinin edimi yasalarda düzenlenmiştir sözleşmelerdeki edimlerin farklı bir şekilde değiş-tokuş edilmesidir. Apartman görevlisi sözleşmesi Görevliye bir yer tahsis eder(Kira) Apartman görevlisi apartmanın ihtiyaçlarını karşılar(Hizmet) Kira=Hizmet değiş tokuş ediliyor. Yurtdışında ailenin çocuklarına bakacaksınız. Aile başkanı size İngilizce öğretecek Yemek,kahvaltı =satım oda tahsisi=kira oda temizliği=hizmet ingilizce öğretecek=vekalet Maddi fiillere ilişkinde vekalet olur. Karşılığında Çocuklara bakacaksınız. DEĞİŞ TOKUŞ Ev kirasız para faizsiz Boş daireniz var nakite ihtiyacınız var. Kiraya ilişkin unsur=Tüketim ödüncü değiş tokuş Bir yeri kiralıyorsunuz kiracıya ısıtması ve bütün masrafları bana ait. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi.Bileşik sözleşmeyede sokabilirsiniz.Karma sözleşmeyede Kombine sözleşme Taraflardan biri birden çok tipik sözleşmeye ait edimi yerine getirirken diğer taraf para edimini yerine getiriyor. Pansiyonculuk Otelcilik Öğrenci yurduyla yaptığınız sözleşme oda+yemek+temizlik karşılığında para hastane sözleşmesi yemek+oda+temizlik=para karşılığında Garajcı saklama =para yıkama korna yaptırdın=eser sözleşmesi diş hekimi=implant aracı söförüyle birlikte tahsis ediyorsunuz.Hizmete karşılık para Çeşitli tiplerin birbirine karışması Örneği karma bağışlama Bağışlanana karşılıksız kazandırma Bağışlama vaadi sözleşmesi Elden bağışlama sözleşmesi İvazsız Piyasa değeri 1000 lira 500e satarsan satım+Bağışlama Kendisine yabancı yan edim alan karma sözleşme Kırılacak bir şeyse paketleme yan edim Yabancı bir yan edim içeriyor. Matbaa makinesi satın aldınız.Montajını yapamamışsınız siz yapar mısınız diyorsunuz. satım+montaj(eser) Karma sözleşmelere hangi hükümleri uygulayacağız ?Çeşitli görüşler Yaratma yada kıyas görüşü:Karma sözleşmelere ilişkin unsurların ait olduğu tipik sözleşme hükümleri kıyasen uygulanır.Örf ve adet göz önünde bulundurulur.Hakim hukuk yaratır.

Genel Kamu Hukuku

Sosyal sözleşme=Toplum Sözleşmesi Kuvvet teorisi=devletin egemenliğini diğerleri üzerinde sürdürmesi Yöneticiler güçlü kişilerdir Sinizm yada sinik okul:m.ö 5 yy diyojen-İnsanın aklın iradesini kullanması gerektiği.Bilgelik- erdem- evrensel düşünce-sitenin kuralları-erdem çok önemli-sokratesin savunması Çok meşhur . Çok iyi hatipler.Platon'un yazdığı eserlerde sokratesi konuşturuyor.M.Ö 469-369 yılları arasında yaşamış.Günümüze kadar düşünceleri geliştirilmiş.O zamana kadar evrenle ilgileniyormuş insan ondan sonrasında insanla ilgilenilmeye başlamış.Platon devleti filozof kişilerin yönetmesini istiyor.Sokrates'in sofistlerle bağdaşan yönü.Ayrılan yönü toplumada değer vermesi.Orta sınıfın zenginlerin çıkarlarıylada bağdaştırıyor düşüncelerini. Sofistler yakın dostu.Savunmasında atfedilen suçlar:Sitenin dini gelenekleriyle bağdaşmaması 2)gençleri kötü yöne sevk etmesi Bunu yapmadığını söylüyor savunmasında.Yargılamaya tabi tutuluyor.30 tiran yönetimi var o zaman.Bildiğim tek şey hiç birşey bilmediğimdir sözü ona ait.Toplumu erdemli kişilerin yönetmesi gerektiğini söylüyor.İyilik ancak erdemden gelir.Kendisiyle uyumlu insan toplumla uyumlu olacaktır.Kamu görevlileri yeteneklerine göre gelmelidir.Bilginin uzmanlığın devlet yönetiminde ne kadar önemli olduğu Yazılı yasalar yazısız yasalar İnsansı yasa evrensel yasa İnsanların yasalara uygun ve saygılı olması gerektiğini söylüyor. Ölüme mahkum ediliyor.70 yılını Atinada geçirdim diyor.Kanunlarla yaşadım diyor. İyi bir yurttaşın yasalara uyma sebebini açıklıyor. Olması gereken hukuk Yazılı yasalar ve ahlak ilkeleri Her ikisinede uyulması lazım Yöneticilerde yasalara uymalı Erdem insana değer vermesi Devlet güçlüyken yasalara uyuluyordu,devlet güçlü olmasa bile insanların mutlu olabileceği noktaya gelindi. Sofokles Ahlaki ilkelere aykırı olsa bile yasalara uyulması gerektiği Antigone Vicdani reddin temelleri Kanun devleti ile hukuk devletinin farkı Alman Anayasası-Yurttaşların meşruluğunu yitiren bir hükümete karşı riayetle yükümlü olmadığı Antigone polise ihanet ederek davranan bir kişiyle polisin kurallarına uyan kişiye aynı şekilde davranılması gerektiğini söylüyor. Platon,eflatun-Devlet isimli bir eseri var.Yasalar adlı bir eseride var.İdeal en iyi devlet şeklini anlatıyor.Yasalar adlı eserinde en azından bu olsun diyerek en iyi 2.devleti anlatıyor.İyi bir eğitim görmüş.Hocası sokrates.Çeşitli yerleri gezerek akademia.Devlet adlı eserinde çok önemli görüşleri var.Devlet toplumun ihtiyaçlarından ortaya çıkar.3 temel ihtiyaç:yiyecek barınma-giyecek Savaşçılarada ihtiyaç var.İnsanlar doğuştan farklı yaratıldılar.Bazı insanlar diğerlerine göre bazı işlere daha yatkınlar.Üreticiler-Aracılar(Tüccarlar,ürünleri alıp insanlara sunan)-Gündelikçiler(Kafaları pek işlemeyip beden işlerine yatkın olanlar) Toplumun maddi ihtiyaçlarını karşılamak. Koruyucular ve savaşçılar sınıfı Başka arazilere topraklara ihtiyaç duyuldu.Toplumu savunmak ve yeni yerler ele geçirmek için savaşçılara ihtiyaç duydu.Yöneticiler 3.sınıf. En iyiler arasından seçilmeli. Kapalı bir kast sisteminde kapı aralıyor.Kunduracı kunduracılık yapsın asker askerliğini denizci denizciliğini yapsın deniyor. Eğitim sorunu üzerinde duruyor.Eğitimin önemine inanıyor.Çocuk yaştan itibaren çocuğa eğitim verilmesi gerektiğini söylüyor.Ruh eğitimi spor eğitimi.Her türlü dalda ileri gidenleri yöneticiliğe iteceksin diyor. Bu kişer bilgilerini iktidara getirirlerse buda ideal yönetim olur diyor.Koruyucu savaşçı sınıfın çevik ve güçlü olması gerektiği.Sıkı bir beden ve ruh eğitiminden geçmesi lazım.Cesaret,doğruluk.Yiğit akıllı uslu.Müzikte eğitim aracı olarak kullanılıyor.Mülk edinme hakları yoktur.Başkalarından altın ve gümüşün peşine düşmemeleri gerekir diyor.Yönetimde oldukları için ayrıca maddi kazanç olmamalı.Yöneticilerin mülkiyet elde etmesine karşı çıkıyor.Bütün bilimleri sevmeli herşeyin özüne inebilmeli.Ruhsal zevklere yönelebilmeli.Ölçülü olmalı.Uygun bir tohumun uygun bir toprağa ekilmesi gibi.Bunlar toplumda çok az bulunur.Ufak bir azınlıktır.Genelde devlet ihmal edilir altın ve gümüş hırsı.Tunç ve demir soylular mal sahibi olabilir.Aşırı zenginlik ve fakirlik kötüdür diyerek bakıyor.

8 Ekim 2014 Çarşamba

Eşya Hukuku Not 1

Ayni hak nedir? Anlamı nedir? Hakim olan temel ilkeler Şekli eşya hukuku Zilyetlik ve tapu sicili Şekli fiili durumların korunması Ayni hakkı görürken taşınırda zilyetlik taşınmazda tapu taşınırların rehni zilyetliğin ne olduğunu bilmemiz gerekiyor Önce zilyetlik sonra tapu sicili Zilyetlik=Basit gibi görünen çok tartışmalı olan soyut hükümlerdir.Osmanlıca bir terimdir.Hukuki bir hakla ilgisi yoktur.Fiili durumu ifade eder.Bir takım hukuki sonuçlar bağlamış.Birkaç ayrı ihtiyaç var bu kavram için.2 kişi rehin aldım diyor ispat açısından kolaylık.Fiili hakimiyeti almadan ispat bekliyoruz.Karine diyoruz.Toplumda anarşi çıkmaması için.Zilyetlik toplumsal düzenin korunması için hukukun korunması.Zilyetlik bir tür haktır der öğreti.Medeni kanun ayni haklar içerisinde düzenlememiş.Geçici olarakta olsa hukuk düzeni tarafından korunur.Zilyetliği kaybettirerek ayni hak kazanabiliyorsun.Anlaşmak yetmez zilyetliğin geçmesi lazım.Mülkiyet geçirme fonksiyonu.Fiili hakimiyet önemli.Zilyetliğin özü bu.Roma hukukunda detentio elde bulundurma.Çok esnektir bizim Medeni Kanunda. Eski Roma'dan geliyor.2 Unsur.1)Maddi unsur=Corpus Roma hukukunda Para cüzdanda-Kitap elinde 2)Hakim olma iradesi=Animus=İrade istek Çantasına uyuşturucu veya silah bırakmışlar iradesi yok zilyet değil Kanun yorumla bunları genişletmiş. Fiilen bir mal başkasının elinde olsa bile senin hakimiyetini tanıyorsa .Buda şartı gerçekleştirir.Nakliyeci,şöför,kiracı,ödünç alan.Hala zilyet sayılıyorsun fakat dolaylı bir zilyet bu.Bu kişi niyetini değiştirse vermiyorum derse artık zilyet değilsin Malını kaybettin 1)Bir daha imkansız değilse fiili hakimiyet.Okyanusa düşme benzin deposuna karışma gibi 2)Hatırlamıyorsun yolda düşmüş Bir başkası zilyet oluncaya kadar yine senin Bulursan kaybetmiş kazanmış sayılmıyorsun Varsayımsal farazi animus-ittifakla kabul ediliyor. Posta kutuna eşya evrak mektup konmuş.Haberin olsa elbet kabul edeceksin.Posta kutusuna atıldığında zilyet sayılıyorsun. Tabakta istiridye gelmiş adam yememiş geri göndermiş.İnci var içinde.Adam zilyet. Kelepçe takmışlar adama adam zilyet değil Aşk mektubu atmış çantasına istemediği zilyet değil Neler zilyetliğe tabi olur? Eşyalar zilyetliğe tabi olurlar.Hak zilyetliği gerçek zilyetlik değildir. Ayni hak birleşik eşya üzerinde 1 tane 10 kişi ise %10 tümü üzerinden paylı mülkiyet Bir duvar birine diğer duvar birine ait olamaz. Otomobilin sadece motorunun zilyetliği olamaz. Sinemadan sadece bir koltuk ayni hak kurulamaz. Birleşik eşyanın sadece bir kısmı üzerinde hakka sahip olunamaz. Zilyetliğin çeşitleri:Hepsi üzerinde mutabık değiller. Hakka dayanan zilyet-haksız zilyet ayrımı vardır. Yanlışlıkla kitabı alıyorsun haksız zilyet. Haksız zilyetlik:İyi niyetli-Kötü niyetli zilyet İyi niyetli:Bilmiyorsa bilmesi de gerekmiyorsa.Bazı durumlarda emin sıfatıyla zilyet veya 5 sene boyunca iyi niyetle Dikkat özeni göstermiyorsa fark etmek için kötü niyetli sayılır. Dolaylı-Dolaysız zilyet Malik sıfatıyla malik olma arsuzu yoksa Hırsız,kiracı,rehin olarak elinde tutuyorsa Asli-Feri zilyet ayrımı Sınırlı ayni hak ve şahsi hak diyor kanun Nakliye şirketi eşyanı taşıyor.Başkası için olacak sen malik sıfatıyla dolaylı zilyet Oda dolaysız zilyet senin için Başkası için zilyet Çeşitli zilyetler bir arada olabilir Zilyet yardımcısı zilyet değildir. Birinin işini görmek için artık çok iğreti ise artık bunu başkası için zilyet saymıyorsun.Bunlara zilyet yardımcısı denir.Ampül takıyor diyelim yada kişi temizlikçi deterjan kullanıyor. Bazı hukukçular kabul ediyor bazıları etmiyor bu kavramı. Aynı mal üzerinde ortak zilyetlik olabilir. Müşterek zilyetlik Karı koca müşterek eşya koymuş aynı kasaya her birine 1'er anahtar. Ortak zilyet. Her biri tamamen hakim kasaya. İştirak halinde zilyetlikler var. Zilyetliğin kazanılması bahsi Zilyetliği kazanma usulü Ya doğrudan ya dolaylı yoldan ele geçirilmiş. Aslen kazanma-devren kazanma Denizden balık tutmak-ASLEN KAZANMA Dergiyi birisi metroya koymuş Ayakkabıları çöpe koymuş birisi alırsa aslen kazanma Zamanaşımıyla kazanma zilyetlikte devren Genel kurarllar bunlar İstisna miras yoluyla Tesisen kazanma Kurulmayla kazanma-Buda bir tür devren kazanmadır diyor kanun. CAN SİDAR MENGÜÇ

29 Eylül 2014 Pazartesi

Genel Kamu Hukuku Ders Notu-Ders 1

Eski Yunanda site ve özellikleri.. Kent devleti de denir.Politika,polis sözcüğüne dayandırılır.Bir siyasal topluluğun temeli.Güney İtalya,Sicilya,Yunan Adaları Sınırları belirli bir toprak üzerine kuruluyor. Bireyin tüm faaliyetleri site devletinin çıkarı üzerine Bireyi devlete bağlayan önemli bir unsur. Yasalara bağlılık önemli Uzun bir tarihsel süreç içerisinde ortaya çıkmış M.Ö 12.YY Yunan yarımadası Dorlar tarafından istilaya uğruyor.Anadolunun Ege kıyısına geçiyorlar. Yerleşim yerinin çevresinde burjlar oluyor.Kaleler.Ticaretle uğraşan ,şehirli kesim burjuva.Ortacağın sonlarına doğru. Yunan yeni çağından,aydınlık çağından söz ediliyor. Birey ancak Polisin üyesi olduğunda anlam kazanıyor. Eski Yunanda demokrasi Krallık tek kişi-Trani Aristokrasi-Oligarşi Demokrasi-Demogoji Bozulmuş şekilleri Site yurttaşlardan önce gelir Sitenin yurttaşı olmak çok önemli. Yasa ve hukuk düzenie bağlılık söz konusu Yasa egemenliği var Sınıfsal gruplar var Köleler,yabancılar,yurttaşlar gibi (Sınavda kitaptan sorumlu olacağız) Kadınların siyasal hakları yok . Siyasal eşitlik var. Ekonomik güçleri daha fazla bazı kesimlerin.Denizciler örneğin Yüksek memurlar Özgürlük-Köle olmama anlamında Hem maddi hem fiziki açıdan baskıya tabi tutulmamak Kölelerde kendi içinde eşit Erdemli olmak,yasalara itaat Demokrasi özgür yurttaşların yönetmesi M.Ö 655:Tiranlık yçnetimi de görülüyor. Toplumsal sınıflar Yasalara uyarak yaşama İnanç,ekonomik,sosyal özgürlük Platonun ideal devlet anlayışı:Çocukların devlet tarafından yetiştirilmesi Siyasal yaşama katılma özgürlüğü İktidara katılma,iktidarı paylama Demokrasiyi sandığa indirgeyemeyiz. Doğal Yasalar Günümüz hukukunda yasalar Yasama hukukukunun koyduğu yazılı kurallar Aydınlanma felsefesi 17yy,18yy Eski Yunanda Demokrasi Günümüzdeki gibi bir demokrasi yok. Fizik eğitimi, beden için spor,ruh için müzik Filozoflar,bilge kişiler yönetimde olmalı diyor. 50 yaşında kişiler artık felsefeyle uğraşmalı Gümüş ve altının peşinden koşarlarsa devletin yönetimini düşünmezler. Devletin bütün özel yaşama müdahalelerini haklı gösteriyor. Eski Yunan politika,devlet Roma ise hukuk Platon Öncesinde bir takım okullar var.Bütün bilimler felsefe de toplanıyor. Pek çok bilim dalının felsefesi var.Tıp,hukuk,eğitim bilimleri,iktisat Kamu hukukunun temelleri Felsefi açıdan ilk başta Evren inceleniyor. Sokratesten sonra felsefe gökyüzünden yeryüzüne indirdi deniyor. Güçlü bir devletin vatandaşı olmadan da bireyin mutlu olabileceği Farklı felsefi akımlar var Din bilimlerinin de felsefesi var İdealist felsefe okulu Bazı filozoflar evrenin sudan oluştuğunu söyler. Bazıları hava diyor. Heroklitos ateş diyor. Evrende herşey değişir. Aynı ırmağa 2 kez girilmez. Savaşlar iyi bir şekilde görülüyor. Logos=akıl,düşünce Hem maddi hem manevi temel Pisagor-Organik Teori Toplum ve devletin kökenini açıklarken kullanıyor. İnsan vücuduyla toplum arasında bağ kuruyor Toplumda halk-Üreticiler Adaletin gerçekleşmesi 3 bölüm arasındaki uyuma bağlı Herkes toplumdaki yerini bilecek diyor. Aristo-Dağıtıcı adalet-denkleştirici adalet Sofizm-Bilge kişi-Sofist Bilgiyi seven-Philosophy Mevcut düzeni eleştiren filozoflar var Site insanlar tarafından kurulmuş insan eseridir. Kuvvet teorisi Devletin kökeni-irade teorisi Aile teorisi-Devletin ailelerden oluştuğu John Locke-Toplum sözleşmesi Eski Yunanda Platon öncesi sofizm insanı düşüncenin merkezine oturtuyorlar. Erdemin Aristokratların soyluların tekelinde olmadığı Bilginin elde edilebileceği 17-18 yy aydınlanma felsefesi Polisin insan iradesinin ürünü olduğu Kölelik tartışmaya açılıyor Sokrates diyalog sanatının kurucusu İnsanın sosyla ve siyasal Sofizm eski Yunan sitelerinde aristokrasinin zayıfladığı zamanda ortaya çıkmış Sofizm-sosyal sözleşme teorisi İnsan kendini düşünen bencil bir varlıktır İnsan herşeyin ölçüsüdür.Sofistlerde Sosyal düzen insan iradesinin ürünüdür. Devlette bir insan yapısıdır.

27 Eylül 2014 Cumartesi

RESPONSE George Orwell 1984

RESPONSE George Orwell 1984 There are many characters in the book of George Orwell's 1984. Characters are very attached to each other. Books creating a heavy feeling and tension in human yaratıyor.fakat this article, I'm a little out of the negative consequences in the book how positive thinking could turn a care in the author read this book because I was writing as a tribute to capitalism. In fact, I would want to read another book project due course, but the communication was supposed to read. The novel's subject, I think the UK geçiyor.fakat British ideology dominated the world due to the capitalist society, the world of the historical process of the phases independent of the read more when the characters mental state to detect are forced insan.karakt are not healthy often do not do evil to the prone and in them the evil feeds they want to . The aim for the future of the party and do not care very much their own individual lives. In the book, sometimes gloomy atmosphere of London bars and mental conditions experienced in that environment is depicted. The book tells the struggle between Oceania and Eurasia. This struggle of writing at the time of geographic as a struggle anlatılıyor.asker in the sense of a struggle there konusu.b countries' national security policies ilgili.v this policy to the public's support and this support causes anlatılıyor.ingsos concept is mentioned kitapta.ingsos I think society that uses common language is telling. İngsos thanks individuals communicate with each other kuruyorlar.birbir and emotional anlamda in this way, commitment kuruyorlar.eg the İngsos without that language and communication establishment was the commitment kurulamazdı.fakat İngsos a concept referred to as konusu.b in the sense of sound and word power bahsediliyor.b homework prepare and actually care individuals their community with the commitment kurabilirler.fakat a capitalist society and the modern world, yet with capitalization not society's notice in order to see this book I no more capitalization not places for reading is useful because ultimately capitalist production as a result of those produced by depositing self-perpetuating and cities created in this way, but usually the inspiration of human head calm that and in a quiet environment gelir.yazar India be born and later in London yaşamasaydı in writing this book is very important determinant cause olmuştur.psikolojik as a human being able to ask capitalist institutions oluşmuştur.fakat this time, evil-generating system becomes and the system itself permanently fed has created for evil unavoidable dimensions in the past today in the ulaşmıştır.adaletsizlik and inequality mainly observed etkilerdendir.ins who psychologically devastated constantly fight them weaken and yormuştur.sonuç in production is something wrong yoktur.üret my people's needs are to meet, but those produced in the distribution and accumulated problems in vardır.yoksul people from production enough share alamamaktadır.ser to owners and power and with power and wealth want to share, and as a result, the power and wealth, then for themselves the problems casts the problem to cope communities themselves to improve the mechanisms and remedies be happy and be successful to the extent that the applicant did. Mentioned in the book of hate edilmektedir.nefret dimensions of the concept is sometimes more, sometimes less is. But it is also possible to reduce hate weeks like love. Holidays and special occasions to ensure that hatred is resolved. The concept of thought crime is mentioned in the book. Thought crime known as the law according to our no crime THERE IS times when our country thought crime had the notion, but increased freedom with no thought crime as a concept yoktur.düşün the prevention of the fact that person's right to freedom has been very heavy is an intervention. Free thought, many educational institutions and people's common ideals and arzusudur.özg thoughts and creative thinking is done and literary oluşturulur.özg thought the art science literature and sports yapılır.özg to think that often the person whom he wants to do this as mixed, with but to discipline the person's spiritual meaning in satisfaction of reaching sağlar.Sonuç the freedom of each individual's basic desires and wishes birisidir.prolet they book the greatest hope has been defined as that of capitalism as an alternative to the proletarians as shown proletarian power kaynağıdır.y nEW labors spending for a new future, even civilization kurabilirler.güçl a civilization can be established and this civilization the coexistence of people with different languages and can be created. Basically the problem of empathy and positive steps to establish atılabilmesidir.şi now I will try to explain the symbolic meanings in the book. Big Brother: the state of the person at the top of the most powerful and power of the person who owns the simgeliyor.winsto: former British Prime Minister Churchill brought to my mind. Excess of alcohol consumption in the UK pubs dialogue recalled. War is peace Freedom is slavery Ignorance is strength there that can actually prove otherwise easily karamsar.s söz.fakat I love it as a slogan rather rare last word in the book of love is too much raw sözcüğü.flört briefly described in the book as the subject. In the book, beautiful under the chestnut tree I sold you and you to me in the air, they lie there with us here, the beautiful chestnut trees beneath a poem called house.We poem I think emotionally very weak and hopeless no commitment does not contain and insecurity feelings reflected state. When they say everything is good, everything will be forgotten times have been asking me about it, it tears and laughter mountains today, my heart still hurts me! This poem tragedies will heal over time to overcome the pain that people actually tells us. The bride to be helpless because human beings can be yaratılmamıştır.üste are in pain. Justin Prima, Noctis word capitalism actually maddiyatl something about that, but the human spirit and emotions have no effect the argument negating a concept, but the capitalists themselves every time, even many a concept that as a result, a sense of capitalism, the wheels of production of such rapid progress in the most fundamental touchstone. Capitalism's global sole purpose of the war more savaş.parti trying to access the ideals enormous terrifying and imposing was something creepy machines and fearsome weapon consisting of a steel and concrete world, marcher all I feel the same, and the same slogans of the non-stop working fighting, victory, winning a persecuted nation of warriors and fanatics. Matching this description states, I think the United States and the book is written in 1949 America in those years in construction technology so far I did not know but now this recognition uyuyor.fakat to present the effect of the Human Rights Universal Declaration of Human Rights Convention and the law of human rights violations suffered in countries all time has been a source of hope. Books chocolate ration called and emphasized a concept var.y the capitalist system happiness reception and can be purchased a concept, but Sigmund Freud, including many psychologists and psychology in the history of on-psychologists civilization and psychological problems among the links established on this issue and theories have developed .Never modern psychology of western civilization be improved by a sense of the western people from the system to get rid request indicator olabilir.pek many countries, such as antidepressants Western civilization in the intensive use of its citizens, this system want to escape is indicative of. So in the modern world with chocolate alone is not very efficient in providing happiness. Returning to our subject the book describes in detail the shadowy world of London, and many crimes are explained in the book. All felonies and perpetrators of crimes in order to understand the psychology and narrative techniques used in the detailed description. In the book by George Orwell book universality to add time element so naive events in a short time passes, and generally inside the form of dialogues ilerliyor.yazar's Animal Farm book Soviets was critical of the Soviet dictate and Stalin and World War 2 during the polarization in simple language as symbolic was telling. Author when writing the book Animal Farm following us very clearly conveys a sense of socialism as a sweet dream was very nice, but as you can see even worth telling. But the authors Animal Farm novel for the first time socialist-minded eyes of a child with a summer, but the shortest of the novel he is and socialism simplified the author actually reads given to a message that perhaps their society criticism and satire. So today govern us in terms of real danger skilled, semi-unemployed, power-hungry people, consisting of a new sector wafting the emergence and their ranks liberalism and skepticism gelişmesidir.d to problems with education ilgilidir.eğit with people using the capabilities enables the production and manufacture of person with self-esteem is the winner. Incompetence in itself a separate sorundur.asl the civilization on the basis of dexterity vardır.çünk production initially with manual labor başlamıştır.sanayileş and the machine go into production subsequent çıkmıştır.amaç to speed up production and physical strength to be used to minimize the way individuals of their own free time to evaluate and so when kazanabileceklerdir.boş times is a good Taken people happy eder.uygarlık of leisure for people many options sunmuştur.es at the time of the oral literary products epics, songs söylenirdi.anon folk songs of the peoples folkloric works vardı.şi now the communications are in an age of media Radio TV Internet media like with the daily leisure time değerlendiriliyor.sin but today a major art dalı.sin with individuals thinking fast and practical düşünüyor.film the contact person according to the character of integration sağlıyor.georg Orwell's films imported novel Lord of the Flies seen the movie when I really was full of hope, but in the movie I guess today Pollyana syndrome called the mood of individuals to come out of our school by George Orwell's works, our department of education in accordance with the us izletiriliyor.georg Orwell's work follows up to more alienation was in the but with this movie alienation me greatly azalttım.pirami did at the top of Big Brother oturmaktadır.büyük bro My kadirdir.t success infallible and everything, all the gains are tümzaf all scientific discoveries, all information, and all the wisdom, all happiness and virtue arises directly from his leadership and is inspired by it. The function of an organization rather than against the individual more easily audible love, fear and respect the feelings he odaklandırmaktır.b to ingratiate the party for the psychological relief offers convenient because the party members themselves instances can take a model in front of them to find and thus inertia individuals within the political actors help themselves to society and to their country by hissetmektedir.b next to the memory erase operation called the event the person's information or a variety of information deletion and kimliksizleştir the operasyonudur.b the kimliksizleştir the struggle of nations against each other always pursued a yöntemdir.bellek delete operations as an example in the history of war after the occupied countries of libraries destruction examples of assets in gösterebiliriz.kitap ministry, working in partnership with the Ministry of Truth in Times Newspaper publishing false news, and thus the crime of theft has been processed. Drink, conversation between O'Brien and Martin ... Ars longa, vita brevis - Art infinite CAN SİDAR Mengüç 1104010047

16 Eylül 2014 Salı

Viktimoloji Ödev Part 5-Hazırlayan:Can Sidar Mengüç

Mağdurun Terapisinde Yeni Yaklaşım:Onarıcı Adalet
Günümüzde,mağdurlar açısından onarıcı adalet kavramı önem kazanmıştır,zira adaleti yalnızca failin etkin bir şekilde cezalandırılmasının,adil bir cezaya mahkum olmasını hedeflemenin ve suçun önlenmesinin ötesinde mağdura verilen zararların da onarılmasını da amaçlamalıdır.Ancak bu şekilde adaletten söz edilebilir.
Onarıcı adalet,hem failin hem de mağdurun suç öncesi bulundukları duruma dönmelerini sağlar. Suçlu açısından bu aynı zamanda suçun tekrar edilmeyeceğinin bir garantisidir.Gerçekten de suçlu mağdura verdiği acıları,üzüntü ve yıkımı kendi gözleriyle görürse,zararları daha istekli gidermesinin ötesinde bir kez daha öyle bir suç işlemesi olasılığı son derece azalacaktır.
Çağdaş Ceza Adaleti İçinde Mağdur
Günümüzde suçun toplumsal olduğu kadar bireysel yönleride bulunmaktadır ve bunlar arasında bir denge sağlanması gerekmektedir.Mağdurların talepleri şunlardır:
a.Mağdurların daha çok söz hakkı olmalıdır.Faille ve mağdurların arasında cereyan etmesi gereken uyuşmazlığın çözümü resmi işlemlerin fazlalığı nedeniyle profosyonel hukukçular özellikle avukatların ve savcıların tekelindedir.Ceza muhakemesinde mağdura adeta hiç söz düşmez.Bir mağdurun ifade ettiği gibi:Suç bana karşı işlendi ama dava fail ile savcı arasında cereyan ediyor.Ben adeta yalnızca bir delilim.Nitekim araştırmalarda mağdurlara daha çok söz hakkı verildiği zaman adaletten memnuniyetin arttığı görülmüştür.
b.Mağdurlar muhakemeye katılmak ve gidişatı ve sonuçları hakkında daha fazla bilgi istemektedirler.
c.Mağdurlar kendilerine saygı gösterilmesini ve adil davranılmasını istemektedirler.
d.Mağdurlar kaybettiklerinin hem maddi hem de manevi olarak geri verilmesini ayrıca kendilerinden özür dilenmesin beklemektedirler.

KAYNAKÇA:Sokullu- Akıncı; Füsun, Viktimoloji, Beta Yayınları , İstanbul

Viktimoloji Ödev Part 4-Hazırlayan:Can Sidar Mengüç

Kişilik Faktörleri
Kişilik faktörlerinin bilinmesi de suçu önlemede önemlidir.Suçu önleme görevi yapan polis şubesi,örneğin gençler arasındaki sosyal uyumsuzluk olaylarını belirlemek zorundadır.Bunlar serserice,asalak bir yaşam,sosyal ve anti sosyal gruplara mensubiyet,yıkıcı davranışlar vs şeklinde ortaya çıkan ve suçluluğu önceden haber veren semptomlardır.
Kanaatimizce polisin görevi,yalnızca bu faktörleri belirlemekle sınırlıdır.Polis bunu yaparken insan haklarına müdahalede bulunamaz.Örneğin gizli dinleme,mektupları kontrol etme gibi metotları kullanamaz.Kışkırtıcı ajanlarla,suç işleme eğiliminde olup da henüz suç işlememiş kişilerin suç işlemesine yol açamaz.Mesela orta öğrenim çağındaki gençlerin suç işlenebilecek ortamdan uzaklaştırılmasına gerek duyulduğu hallerde,polisin bu kişilere doğrudan doğruya müdahale etmesi bu gençlerde tepkiye ve psikolojik yapılarında bozukluğa,hatta suçluluğa neden olabilir.Nitekim toplumsal tepli teorisine göre polis merkezine götürülmüş gençlerin %41.9 'unun iki veya daha fazla kez tekrar geldikleri saptanmıştır.Böyle durumlarda okul yetkilileri,psikologlar ya da o yörenin saygın ve sevilen bir büyüğünün nasihatleri çok daha yararlı olacaktır.

Tehlikeli Suç Öncesi Durumundaki Kişiler
Henüz suç işlemedikleri halde işleyebileceklerine ilişkin belirtiler gösteren kişilere acaba olası mağdurları korumak uğruna müdahele edilebilir mi?Bireyin önemli bir suç işlemek üzere olması durumunda devlet buna müdahale edebilir mi?Örneğin İsviçre'de bu durumdaki kişilerden önleyici kefalet alınmakta,belirli bir süre içinde suç işledikleri taktirde bu devlete kalmaktadır.Bu meblağın,mağdurların kayıplarının karşılanacağı bir fonda toplanmasının günümüz anlayışıyla daha bağdaşabileceği kanısındayız.Polisin bu durumdaki kişilere müdahale edebilmesi için bazı dış işaretlere gerek bulunduğu,bu kriterlerin mutlaka yasalarda yer alması gerektiği ve polisin yetkilerinin yine yasa ile belirlenmesi gerektiği aksi halde cezalandırılabilir bir fiili henüz işlememiş kişilere müdahale etmenin söz konusu olacağı söylenmiştir.


Polisin Suçu Önleme Faaliyetleri
a)Halkla Temas Kurma
b)Halkın Ulaşabileceği Yerde Olma
c)Halkla Karşılaşmak Üzere Dışarıya Çıkma
d)Devriye Çıkarma
e)Korunacak Malları Olanlara Yol Gösterme
f)Halkın İşbirliğini İsteme
g)Sıkıntıda Olan Kişilere Yardım Etme
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nun 1.maddesinin 2.fıkrasında polisin ''Yardım isteyenlere,yardıma muhtaç çocuk,alil ve acizlere muavenet'' edeceği hükmü ile polisin yardım görevi önemle belirtilmiştir.
Evsiz,terk edilmiş kişiler,sokakta kalmış hastalar veya bakacak kimsesi olmayan yaşlı kişiler ve kimsesiz kaybolmuş çocukları,sıkıntıda olan kişiler diye gruplandırabiliriz.Bu kişilerin ortak yanı zarar görmeye açık olmaları nedeniyle korunmaya muhtaç olmalarıdır.Yaşlı kişilerin suç kurbanı olma riskleri incelendiğinde bunların şiddet suçlarına en açık kişiler olduğu iddia edilmektedir.Sosyal yaşam içinde yalnızlığa itilen yaşlıların içinde bulundukları her an suç kurbanı olma korkusu ve çaresizlik sendromu,polisin bu yal grubundaki insanlara özel bir özen göstermesini gerektirmektedir.Polisin yaşlı insanlarla ilgili suçu önleme faaliyetleri bunların özel evlere,yardım kuruluşlarına ve hastanelere yerleştirilmesi şeklinde olabilir.Hatta polis kendisi bu tür bir yardım kuruluşu kurabilir.Amerika Birleşik Devletlerinde polisin bu tür girişimleri bulunmaktadır örneğin polis,devletin ve sosyal hizmetler görevlilerin katkılarıyla tedavi evleri kurmuştur.
Terkedilmiş yada evden kaçmış çocuklara yardımda da polisin sıkıntıda bulunan kişilere yardım programının bir bölümüdür.
Öte yandan,polis,anne ve babalarıyla beraber yaşayan çocuklara gerekli gördüğü durumlarda müdahale etmeli ve çocukların yaşam şekillerinin iyileştirilmesi için uyarılarda bulunmalıdır.
Suç mağduru olma riskini taşıyan bazı kişilere de polisin yardımı gereklidir.Araç kullanamayacak kadar alkol almış sürücüleri evlerine ulaştırmak ve sokakta hastalanan kişileri güvenli bir yere,gerekiyorsa hastaneye taşımak da polisin bu tür faaliyetleri arasında yer almaktadır.
Mağdurda Suç Sonrası Oluşabilecek Hastalıklar ve Sendromlar Belirtiler
Suç anında veya suçun öğrenilmesinden sonra mağdurlarda pek çok fiziksel reaksiyon ortaya çıkabilir.Örneğin adrenalin çok yükselir,kalp atışlarında hızlanma,aşırı hızlı soluk alıp verme,titreme ağlama,duygu kaybu yada duygularda artma,donma ya da olayları ağırlaştırılmış şekilde yaşama ağızda kuruma olur.Bunların hepsi derhal değil tehlike geçtikten sonra ya da suça ilişkin anılar hatırlandıkça ortaya çıkabilir.

Stres yaratan olaylardan sonra kişiler duruma uyum reaksiyonu ile cevap verirler.Suç da mağdurlarda strese yol açan bir olaydır.Nitekim bu duruma travma sonrası stres bozukluğu,post travmatik stres bozuklukları ve aküt stres reaksiyonları olarak görülürler.Aküt stres bozukluğu,daha önce hiçbir psikiyatrik bozukluğu olmayan bir kişide ani ve yoğun stresörlere bir tepki olarak hemen ortaya çıkan ve kısa süre devam eden cevaplardır.Bir kaç saat ile üç gün arasında sürebilmektedir.Travma sonrası stres bozukluğu ise daha uzun süren tepki ve belirtilerin bütününe verilen addır.Stres sonrası mağdurlarda fiziksel travmalar ,yani bedensel arızalar oluşabileceği gibi nöropskiyatrik hastalıklar da görülebilir. Bir olay sonrası ortaya çıkan psikolojik arızalar psikolojik travma ya da fiziksel saldırılar sonucunda ortaya çıkabilecek strüktürel lezyonlara bağlı psikolojik komplikasyonlardır. Aslında strese yol açan olaya karşı oluşan tepki her zaman anormal olmayabilir.


Viktimoloji Ödev Part 3-Hazırlayan:Can Sidar Mengüç

Gizli Kalmış Suçluluk ve Viktimoloji
Önemsememe,Korkma ve Çekinme Gibi Nedenler
Mağdur suçu polise intikal ettirmeyecek kadar önemsiz bulur.Bu değeri çok düşük malların çalınması söz atma gibi göreceli olarak daha hafif cinsel suçların varlığı halinde söz konusu olur.Yapılan bir araştırmada saldırıya uğrayan erkek mağdurlar,önemsiz gördükleri için ya da sorunu kendileri çözümlemeyi düşündükleri için polise başvurmadıklarını söylemişlerdir.
Bir yargı yoluna başvurmanın kaybettireceği zaman ve paranın suçun sonuçladığı zarardan daha fazla olacağını hesaplayan büyük iş sahipleri,bankerler,avukatlar,doktorlar şikayet etmemeyi tercih ederler.
Suçlunun,mağdurun gözünü korkuttuğu durumlarda,örneğin şantaj veya tehdit yoluyla para istenmesi durumlarında,mağdurun polise başvurma olasılığı çok düşüktür.
Kumarda hile ile aldatılanlar,aleniyet korkusundan şikayet etme yönünde bir harekette bulunmazlar.
Bazı ırk ve dini azınlıkları da uyuşmazlıkları aralarında çözmeyi tercih ederler.
Suçun işlenmesini önlemek çok önemlidir,çünkü böylece,bir suçun ortaya çıkarabileceği sonuçlardan kurtulunmuş olur.Bir kere suçun topluma maliyeti fazladır.İnsanların bir kez mağdur olmaları onlarda onarılamayacak etkiler bırakmaktadır.Bu etkilenme yalnızca mağdur açısından değil mağdurun yakın çevresi için de söz konusudur.Bir aileden bir kişin bir suçun mağduru olması tüm aileyi etkileyecektir.Suç toplumda derin bir yara açar.Zamanla bu yara iyileşse de izi kalıcı olacaktır.

Suçun Önlenmesi ve Olası Mağdurların Polisçe Korunması
Polis fonksiyonlarında temel amaç suçun önlenmesi olmalıdır.Polisin bütün çabası bu önemli amaca yönelmelidir.Kişilerin ve malların güvenliği kamu düzeninin korunması,suç işlemeyi başarmış kişilerin bulunmasından benimsenmektedir cezalandırılmasından daha önemlidir ve bu polis örgütü mensuplarınca hiç akıldan çıkarılmamalıdır.Polis görev alanındaki herhangi bir kişinin suç işlemesini çok zor hale getirmelidir.Bu sözler Londra Metropol Polisinin ilk Müdürlerinden Sir Richard Mayne tarafından söylenmiştir ve halen de İngiliz polisince benimsenmektedir.
Gerçekten de toplum suçun olmadığı bir ortam istemektedir.Suç ne denli azsa mağduru da o denli az olacaktır.Nitekim yabancı araştırmacılar tarafından yapılan kamuoyu yoklamaları,halkın suçu önleme fonksiyonuna, suçluların yakalanması fonksiyonunun çok üzerinde bir önem verdiğini ortaya koymaktadır.Suç endekslerindeki düşüş,bütün insanları olduğu kadar poliside sevindirir.Çağdaş polisin görevi yalnızca suçluları yakalamak ve bunları yargı organlarının önüne getirmekten ibaret değildir fakat suçu önlemektir.Bir toplumda, barış,düzen,can ve mal güvenliği bozulmuyorsa,insanlar mağdur olmuyorsa polis fonksiyonları hedefine ulaşmıştır.
Öte yandan suçun önlenmesi uğruna kolluk kuvvetlerinin fazla müdahaleci davranmaları bazılarını rahatsız etmektedir.Örneğin Reich,suçu önlemenin,suç işlendikten sonra cezalandırmaktan daha fazla arzu edilen bir yol olduğunu kabul etmekle birlikte güvenlik içinde yaşamanın bedelini de ağır bir şekilde ödediğimizi savunmaktadır.Yazara göre,''Güvenlik içinde olmak kadar,keyfi yerinde olmak,bağımsızlık,cesaret ve yaratıcılık da önemlidir.Suç işlemeyen insana yerli yersiz polis müdahelesi onu çok sınırlar,yaşamdan zevk almasını önler.Güzel bir yaz gecesi yürüyüş yapma zevki aniden ortaya çıkıp kimlik ve o saatte sokakta olma nedenini soran bir polis tarafından tahrip edilmemelidir.Suçun önlenmesi faaliyeti kişinin özel yaşamına müdahale niteliğinde olmamalı ve onur zedeleyici eylemler halini almamalıdır.Gerçekten de polis suç önleme faaliyetleri sırasında henüz suç işlememiş bireylerle karşı karşıyadır.Davranışlarıyka kişileri mümkün olduğunca incitmemeye dikkat ve özen göstermelidir.Polisin suç öncesi önleme faaliyetleri ile suç sonrası fonksiyonları için hem eğitim hem de psikolojik hazırlanma farklı olmalıdır.Suç sonrası fonksiyonlar kararlılık ve güçlülüğü suç öncesi fonksiyonlar ise sabır ve anlayışı gerektirir.İşte bu nedenledir ki adli ve idari polisin ayrılmasının ve her iki alanda uzmanlaşmasının yararlarına inanıyor ve bunu hararetle savunuyoruz.



Viktimoloji Ödev Part 2-Hazırlayan:Can Sidar Mengüç

VİKTİMOLOJİ'DE MAĞDUR TİPOLOJİSİ
1)Gençler :Örneğin çocuklar ve bebekler
2)Kadınlar:Tüm Kadınlar
3)Yaşlılar:Yaşlı İnsanlar
4)Akıl hastaları ve dengesizler:Akıl zayıflığı olanlar,akıl hastaları,madde ve alkol bağımlıları
5)Göçmenler:Kültüre Yabancı Kişiler
6)Azınlıklar:Irk Açısından Dezavantajlı Kişiler
7)Normal Ancak Durgun Kişiler:Aklı az kişiler
8)Depresyonda Olanlar:Çeşitli Psikolojik Rahatsızlığı olan Kişiler
9)Aç gözlüler :Hırs ve tamah ile kolay para kazanç peşinde koşanlar
10)Zevk ve keyif düşkünleri: Rasgele İlişkileri Olan Kişiler
11)Yalnız ve kalbi kırık olanlar: Dullar ve matemde olan kişiler
12)Eziyetçiler:İstismarcı ebeveyn
13)Bloke edilmişler ve dışlanmışlar:Şantaj ve zorbalık mağdurları
Başka Tasniflerde Karşımıza Çıkmaktadır.Örneğin Separovic,
-Kaza Mağduru
-Suç Mağduru
-Gerçek Mağdur
-Potansiyel Mağdur
-Bilinen Mağdur
-Bilinmeyen Mağdur
-Sahte Mağdur
-Tamamlanmış Suç Mağduru
-Teşebbüs aşamasında kalmış suç mağduru şeklinde bir ayrım yapmaya çalışmıştır.
Kronik (İtiyadi Sarhoşluk)
Amerika'da gözaltına alınan her 3 kişiden biri sarhoşluk suçu failidir.
Kronik sarhoşluk suçunun faili ise bu suçtan dolayı müteaddit kereler mahkum olmuş kişidir.

Amerika Birleşik Devletleri'nde yılda 2 milyon kişi bu nedenler göz altına alınmaktadır.>Bu tür suçlular bastırılmış cinsel dürtüler veya saldırganlık nedeniyle ortaya çıkmaktadır ve sayıca çok da fazladır.

Munchausen Sendromu
Bu sendrom kökeni ve durumu tam olarak belli olmayan bir psikolojik bozukluk olarak görülmekle beraber yukarıda belirttiğimiz gibi,bilinçaltına itilmiş suçluluk duygusundan kaynaklandığı iddia edilmektedir.Munchausen Sendromu adı verilmiştir.Cerrahi girişim bağımlılığı veya Profesyonel Hasta sendromu gibi adlar verildiğini görmekteyiz.amanlık
Karl Fredrich von Munchausen Alman bir Baron olup Rus ordusunda paralı asker olarak savaşmış,döndüğünde abartılı kahramanlık anılarını anlatmıştır.
Münchausen Yalancı Baron olarak ünlenmiş daha sonra olmayan hastalıklar uyduran kişileri tanımlayan sendroma bu ad verilmiştir.
Munchausen hastaları kendi sağlık durumları ile ilgili gerçek dışı bilgiler verir,çeşitli hastalıkları taklit eder,en deneyimli ve zeki gözlemcileri dahi kandırabilirler.
Bu hastalarda en çok gözlenen bulgular çok iyi hastalık taklidi yapabilmeleri,patolojik yalan söyleyebilme,sürekli farklı hastaneleri dolaşmaları.
Bu sendromun bulunduğu kişiler hastaneler çoğu kez acil servisler yolu ile gelirler.Bunlar türlü hastalıkların kendilerinde bulunduğunu iddia ederler ve bu hastalıklar hakkında o kadar bilgi sahibidirler ki,taklik ettikleri belirtilerle deneyimli doktor ve hemşileri bu hastalığın kendilerinde bulunduğuna inandırırlar.Kendilerini yalnızca,bazen de acı veren tıbbi incelemeler maruz bırakmakla yetinmez,üzerlerinde cerrahi müdahaleler de yapılmasını sağlarlar hatta bunda ısrar ederler.Bu kişilerin sayıları çok fazla olmamakla beraber,kendilerini sakat bırakacak derecede müdahalelere zemin hazırladıkları görülmektedir.Örneğin bir kadın 18 yıl içinde en az 30 organik hastalığı olduğu iddiasıyla 15 kez ameliyat olmuştur.

Viktimoloji Ödev 1 -Hazırlayan:Can Sidar Mengüç

Viktimoloji Ödevi
Viktimolojinin Kriminoloji ve Diğer Bilim Dalları ile İlişkisi
Viktimoloji,Kriminilojinin bir dalı olarak ortaya çıkmış,ancak bugün bağımsız bir kimlik, kazanmıştır.Viktimoloji mağduru onu etkileyen tüm toplumsal faktörlerle birlikte inceler.Mağduru tüm toplumsal faktörlerden soyutlayarak incelemek eksik hatta yanlış sonuçlara götürecek bir çalışma olacaktır.Viktimolojiye katkısı olacak bilim dalları ve Viktimolojinin Hukuka etkileri üzerinde duracağız.
Kriminalistik
Kriminalistik,suçla ve suçun önlenmesi ile ilgili teknik ve taktik verilerden oluşmaktadır.Bu veriler suçun belirlenmesi,soruşturulması ,kovuşturulması ve önlenmesi çalışmaları sırasında kriminalistlerin yaptıkları çalışmalarla elde edilir.Bu tür çalışmalar,suçlunun soruşturulması ve kovuşturulması ile bağlantılı olarak yapıldığı halde,mağduru da kapsamlı bir şekilde incelemektedir.Ancak kabul etmek gerekir ki Kriminalistik alanında mağdura yönelik çalışmaların bilimsel yollarla yürütüldüğünü söylemek istisnalar dışında henüz mümkün değildir
Sosyoloji
Sosyoloji de suç ve suçlulukla ilgilenen bilim dallarından biridir.Sosyologlar uzun zamandan beri suçu oluşturan sosyal faktörler üzerinde araştırmalar yapmaktadırlar.Sosyoloji de Kriminoloji gibi aynı amaçları elde etmeye yönelikse de esas aldığı temel kriterler ve araştırmaların kapsamı kriminolojiden daha sınırlıdır.Sosyolojik araçtırmalarda insan unsuru ikinci plandadır ve insana etki eden toplumsal koşullar araştırılır.Bu bakımdan sosyolojinin elde ettiği bulguların,insan faktörü de dikkate alınarak tamamlanması gerekmektedir.
Psikiyatri ve Psikoloji
Psikiyatri ve Psikoloji de Suç Faili ile olduğu kadar suç mağduru ile de ilgilenen bilim dalıdır.Psikoloji insanın iç dünyasındaki oluşumları ortaya çıkarmaya çalışır ve mağdurun iç dünyasını araştırırken sosyal etkenleri de inceler.

10 Eylül 2014 Çarşamba

Uzaktan Aşk-Amin Maalouf

Çok güzel bir eser.Diyaloglar şeklinde yazılmış.Bir kadının aşkının ne kadar kuvvetli olabileceğini görmüş oldum bu eseri okuduktan sonra.Kendisine aşık karakterin zarar görmesi sonucu kadının yaşadığı duygular ve ona karşı hissettiği bağlılık duygusunu aktarıyor yazar.Kadının tepkileri çok masum ve hesapsız.Kullandığı kelimeler ilgi çekici ve enterasan Yunan Tragedyalarındakine benzer diyaloglar geçiyor kitapta.Kapağında çok güzel renkleri olan bir elbise giymiş kadın figürü vardı benim okuduğum eserin üzerinde.Denizler ötesi bir aşkı çağrıştırdı bende.Bir kavuşma hikayesi ve erkeğin son anlarında sevdiği kişiye kavuşması nedeniyle duyduğu büyük bir sevinç.Okumanızı tavsiye ederim.İyi okumalar.

Latince değişler paylaştım aşağıda: Amin Maloouf Doğu ile Batı arasında sentez yapan yazarlardan.

Ab Jove principium

Amor omnia vincit
Aşk her güçlüğü yener.
Amor est vitae essentia
Aşk hayatın özüdür. (Robert B. Mackay)
Aut disce aut discede
Ya öğren, ya terket.
Ave Maria
Selam Meryem (Roma Katolik Duası, İsa'nın annesi Meryem'e.)
Barbarus hic ego sum quia non intellegor ulli
Beni burda barbar sayıyorlar, çünkü beni anlamıyorlar
Concordia civium murus urbium
Vatandaşlar arasında uyum, işte bir şehrin surları budur.
Collige virgo rosas
Topla, genç kız, çiçekleri. (bkz. Carpe diem)
De omni re scibili et quibusdam aliis
Bütün bilinebilir ve bazı diğer şeyler hakkında (15. yy. İtalyan okulu)


Can Sidar Mengüç

Gogol Palto:Yoksulluk

Akakiy Akakieviç karakteri okurların yoksulluğa yaklaşımın tinsel bir şekilde sorgulatan bir karakter.Akakiy Akakieviç karakteri yoksulluğu dışında hiç bir kusuru olmayan hatta erdemleri olan çalışkan birisi.Umutla bakmak istiyor geleceğe fakat umut yok.Sadece bir palto zenginlikle olan bağını kuruyor ve bu bağ zayıf kalıyor.Akakieviçe bu palto çok ağır geliyor aslında çünkü onu olduğundan daha zengin gösteriyor ve bu Akakiy Akakieviç karakterini üzüyor.Çalışkan birisi Akakieviç işi yazıları temize geçirmek ve bu işi azimle yapıyor.Fakat umutsuzluğu daha baskın Akakieviçin çoğu zaman iş arkadaşlarının alaylarına maruz kalıyor.Yazar Akakieviç karakteri ile dönemin Rusyasının ekonomik koşullarını ve insanların yaşam standartlarınıda göstermiş oluyor okura ve evrensel bir kavram olan yoksulluğu sorgulatıyor okurlarına.Yoksulluk söz konusu olduğunda yazar sessiz kalıyor fakat bu sessizlik aslında içinde pek çok acıyı barındıran sessiz bir çığlık gibi okurun kulaklarında yankılanıyor.Gogolun eserinde Akakiy Akakieviç acı çekiyor ve bu acı bütün yoksulların temelde hissettiği duyguyla aynı.Yazar yoksulluğu psikolojik olarak değerlendirmiş sosyolojik boyutlarıda var.Yoksullukla mücadele edenlerin veya onunla baş etmenin çaresini arayan insanların etik ve ahlaki yanlış çıkarımlarını değiştirebilecek güzel bir eser.Dünya Klasikleri arasındaydı okuduğum kitap.

Yoksulluğun sebeplerini araştırmanızı öneririm.İyi okumalar.

Can Sidar Mengüç



Thomas Aquinas:Tanrının Varlığının Akılla Kanıtlanması-Hazırlayan Can Sidar Mengüç

1. Hareketsiz Hareket Ettirici Kanıtı

Hiçbir şey, bir ilk hareket ettirici olmadan hareket etmeye başlamaz. Bu bizi tek çıkışın tanrı olduğu bir noktaya sürükler. Bir şey ilk hareketi sağlamış olmalıdır ve biz buna tanrı deriz.
İlk hareket ettirici muhakkak tanrıdır fakat bunun varlığını kanıtlamak için öncelikle tanrıya inanmamız gerekir.Çünkü evren hiçbir  bir zaman bireye düzenlilik mesajı vermez insanlar genellikle uzaya gittiklerinde kaybolacaklarını ve yok olacaklarını bilirler dolayısıyla uzay kendine ait kanunları olan keşfedilmeyi bekleyen bir yer olarak insanoğlunun aklında her zaman merak konusu olmuştur.

2. Sebepsiz Sebep Kanıtı

Hiçbir şey kendi kendine sebep olamaz. Her sonucun öncül bir sebebi vardır. Bu durum, bir ilk sebep tarafından sona erdirilmiş olmalıdır ki biz buna tanrı deriz.
Doğru bir kanıt değildir çünkü aslında tanım yanlış yapılmıştır.Aslında ilk sebepte Tanrı tarafından oluşturulmuştur.Çünkü Tanrı ezeli ve ebedidir.Yani Tanrı'nın iradesi dışında hiçbirşey gerçekleşmemektedir.Fakat Tanrı'ya yaklaşarak kendi cüzi irademizi oluşturabiliriz.Tanrı bize özgür irademizi kullanabilmemizi tavsiye etmiş mantığımızı kullanmamızı söylemiştir.Aslında Tanrı'nın mutlak bir iradesi ve amacı vardır.Müslümanlar buna inanırlar.Sebepsiz hiçbirşeyin gerçekleşmesi mümkün değildir çünkü eğer öyle olsaydı insanın anlama dair ruhunda hiçbirşey kalmazdı.Skolastik felsefede Thomas Aquinas'ın görüşlerini sorgulamak günah olarak kabul edilmektedir.Katolik mezhebinin inancı böyledir.Fakat bu sorgulamama halide kendine ait bir ruhsallık içermektedir.Skolastik düşünce kendini mimaride de ifade etmiştir.
3. Evrensel İspat Kanıtı

Maddesel nesnelerin var olmadığı bir zaman dilimi mutlaka olmuştur; ancak şu an maddesel nesneler bulunduğundan, bunları var eden ve maddesel olmayan bir şey olmalıdır. İşte biz buna tanrı deriz.

Evet kesinlikle doğru bir kanıttır.Nesnelerin var olmadığı bir zaman dilimi mutlaka var olmuştur.Fakat bu maddeyi nasıl tanımladığımıza bağlıdır.Evren çok yüksek yoğunluklu enerjiden oluşmuştur. Evrende galaksiler,samanyolları,gezegenler,yıldızlar,güneşler bulunmaktadır.Hepsinin yaratıcısı Tanrıdır.Hepsi bir düzen içerisinde hareket etmektedir şuanda pek ala oluşum aşamasında maddesel nesnelerin var olmadığı bir zaman dilimi olmuş olabilir.
4. Dereceden İspat Kanıtı

Dünyadaki şeylerin (konuların) farklı farklı olduklarınız biliriz. Mesela iyilik ve güzellik dereceleri farklılık gösterir; ancak bu dereceler yalnızca bir maksimuma göre kıyaslandıktan sonra açıklık kazanır. İnsanlar hem iyi hem de kötü olabilirler, öyleyle maksimum iyilik insanda aranamaz ve aransa da bulunamaz. O halde, kusursuzluk standardını belirlemek için de başka bir maksimum olmalıdır ve biz bu maksimuma tanrı deriz.

Doğru bir sözdür.Çünkü Tanrı bütün kullarından daha merhametlidir.Kullarının merhameti sadece Tanrı'nın merhametinin bir cüzüdür.Fakat dünyada gerçekten iyi insanlarda vardır.İnsanların içerisindede kendi aralarında maksimum iyilik sahibi olanlar vardır.

5.5. Teolojik (Tasarıdan) İspat Kanıtı
5. Teolojik (Tasarıdan) İspat Kanıtı

Dünyadaki şeyler, özellikle de yaşayan nesneler, sanki birisi tarafından tasarlanmış gibi görünürler. Tasarlanmamış gibi görünen, bildiğimiz hiçbir şey yoktur. O halde bir tasarımcı olmalıdır ve biz bu tasarımcıya tanrı deriz.
Katıldığım bir kanıt.

Aquinas, Tanrı'nın tikelleri bilmesini, O'nun, varlıkların nedeni olmasıyla da açıklar:
Etki, nedeni göz önünde bulundurularak, var olmadan önce de bilinebilir. Söz gelimi, gökbilimci göksel hareketlerin düzenlerini düşünmek suretiyle, gelecekteki bir güneş tutulmasını önceden bilir... Tanrı da bütün diğer şeylerin nede­ni olan kendisini bilmek suretiyle diğer şeyleri kendisinin eseri olarak bilir. O halde, hiçbir şey Tanrı'yı, var olmayan şeyleri bilmekten alıkoyamaz.[27]

Aquinas'ın tamamıyla doğruluğunu bildiğim bir sözü.Mantıklı ve doğru bir söz.

İnsan ne kadar zeki olursa olsun, bir ülkenin geleneklerini ve ekonomisini gözlemlemekle fazilet ve ayıplarıyla bir dinî sistemi içten, sempatik bir yaklaşım ve anlayışla gözlemlemek arasında derin bir uçurum vardır.

Buda katıldığım bir söz.
Kesinlikle doğru bir söz çünkü ikisi gerçekten farklıdır fazilet ve ayıplarıyla bir dini sistemi içten,sempatik yaklaşımla gözlemlemek daha kolaydır çünkü birey bu sorgulama sırasında içsel bir dönüşüm geçirir ve bu sorgulamanın doğru bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekmektedir.Bireyin bu sorgulamayı hangi aşamalarla geçirdiği inancını belirleyecektir.Kişinin inandığı doğrular zamanla değişebilir.Önemli olan kişinin maneviyatının olumlu yönde ilerlemesinin sağlanmasıdır.Bunu gözlemlemenin kolay olması arzulanır çünkü bireyin kendini tanıması gerekmektedir.Birey kendi hayallerini umutlarını beklentilerini isteklerini gözden geçirebilmelidir. Her dinin kurucusu insanlar için olumlu ilerlemenin sağlanması amacını gütmüştür.İnsanoğlu kutsal bir varlıktır.Her insan hayallerini gerçekleştirebilmelidir.Mutlu olmalıdır.Dünyada barış içinde bir arada yaşayabiliriz.İyi insanlar iyiliklerinin karşılığını görebilmelidir.Yapılan iyilikler hiçbir zaman karşılıksız bırakılmamalıdır.Yaptığımız iyiliklerin karşılığını görmek insan olarak bizi mutlu eder.İnsanoğlu iyiliğin ne olduğunu bilebilmelidir.Doğruyu ve yanlışı ayırt edebilmelidir.Bu doğru ile yanlışı ayırt edebilme duygusu insanın en büyük mutluluk kaynağıdır aslında.Temelinde vicdan vardır.Vicdanlı insanların içi rahat olur.Vicdan rahatlığı insanın kendine ve geleceğe güvenle bakmasını sağlar.Vicdanlı toplumlarda insanlar birbirlerine saygılı davranırlar.Yapılan hiçbir iyilik ve kötülük dünyada ve ahirette karşılıksız kalmaz.Yaptığımız iyiliklerin sevabını beklerken kötülükler içinde bağışlama dilemeliyiz.Birbirimize iyi davranmalıyız.Birbirimizi üzmemeliyiz.


Not: İtalik yazıyla yazdıklarım kendi görüşlerimdir.

Bölüm: Hukuk -Can Sidar Mengüç 

TÜKETİCİNİN KORUNMASI HUKUKU ÖDEVİ-HAZIRLAYAN CAN SİDAR MENGÜÇ

Tüketici tüketimde bulunan kimsedir. Yani mal ve hizmet satmaları ve bunları ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde kullanarak fayda sağlayan kimsedir. Tüketiciler, mal ve hizmet satın almakla bir yandan üretim kesimlerine talep oluştururken, diğer yandan da emek, sermaye ve doğal faktörlerin sahibi olarak bu sektörlere üretim faktörleri arz eder ve bir gelir sağlarlar. Böylece ekonomide mal, para ve üretim faktörleri üretici kesimlerle, tüketici kesimler arasında sürekli bir dolaşım oluştururlar.

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 07.11.2013 tarihi itibariyle TBMM’de kabul edilmiş olup 28 Kasım 2013 tarihinde resmi gazetede yayımlanmıştır. Yeni Kanun yayım tarihinden 6 ay sonra 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girecek ve bu tarih itibariyle şu an yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ise yürürlükten kalkacaktır. 6502 sayılı kanun 9 kısım ve 88 maddeden oluşmaktadır. Bu kanun ile ayıplı mallar, ayıplı hizmet, mesafeli sözleşmeler, tüketici kredileri, konut finansmanı sözleşmeleri, devre tatil sözleşmeleri gibi birçok konuda önemli değişiklikler getirilmiştir. “Tüketici Sözleşmeleri” kavramını itinayla düzenleyen kanun, tüketicinin aleyhine olan hususları azaltmaya çalışmıştır
 Madde 4; GENEL İLKELER
4. madde ile Tüketici Sözleşmeleri ile ilgili genel durumlar düzenlenmiş olup, yenilikler şu şekildedir; 1. Tüm tüketici sözleşmeleri yazımı 12 puntodan küçük olmayacak ve okunabilir düzeyde olacaktır.
 2. Sözleşme şartları tüketici aleyhine sonradan tek taraflı olarak değiştirilemeyecektir.
 3. Tüketiciden; akdedilen sözleşmenin dışında, haksız olarak herhangi bir hizmet kalemi adı altında ek bir bedel talep edilemeyecektir.
Madde 3; TANIMLAR
6502 sayılı kanun öncelikle 3. Maddesinin (I) bendiyle “Tüketici İşlemi” kavramını 4077 sayılı kanuna göre genişletmiş ve önceki kanunda bulunmayan eser sözleşmesi, taşıma sözleşmesi, simsarlık, bankacılık sözleşmeleri ve sigorta gibi hukuki işlemleri tüketici işlemi kapsamına almıştır.
 Madde 8-12; AYIPLI MALLAR
Yeni Yasanın 10. Maddesinde düzenlenen “İspat Yükü” ters çevrilmiş olup, zamanaşımı süresinde kalmak kaydıyla ilk 6 ay içerisinde ortaya çıkan ayıplarda malın ayıplı olmadığını satıcı ispat edecektir.
Madde 22-31; TÜKETİCİ KREDİLERİ
 Buna göre kredi sözleşmesi imzalanmadan önce, tüketicinin sözleşme şartları hakkında bilgilendirilmesi zorunlu kılınmıştır.
Buna göre tüketiciler kredi kullandıkları günden başlamak üzere 14 gün içerisinde cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahiptirler. Tüketicinin açık talebi olmaksızın krediyle ilgili sigorta yaptırılması yasaklanmıştır.
(1) Bankaların kredinin ödenmesi için açılan hesaplardan, sadece kredi ile ilgili işlemlerin yapılması durumunda tüketicilerden ücret ya da masraf talep etmesi yasaklanmıştır. Bu hesap, tüketicinin aksine yazılı talebi olmaması hâlinde kredinin ödenmesi ile kapanır.
(2) Tüketicinin açık talimatı olmaksızın, belirli süreli kredi sözleşmesi ile ilişkili bir kredili mevduat sözleşmesi yapılamaz.
(3) Kart çıkaran kuruluşlar, tüketicilere yıllık üyelik aidatı ve benzeri isim altında ücret tahsil etmedikleri bir kredi kartı türü sunmak zorundadır.
Madde 40-46; ÖN ÖDEMELİ KONUT SATIŞ SÖZLEŞMELERİ
6502 sayılı kanunun 40. Maddesinde; tüketicilere sözleşmenin kurulmasından en az 1 gün önce bakanlıkça belirtilen hususları içeren ön bilgilendirme formu verilmek zorundadır.
Yapı ruhsatı alınmadan, tüketicilerle ön ödemeli konut- satış sözleşmesi yapılamayacağı hususu getirilen en önemli yeniliklerden biridir.6502 sayılı kanunun 42. Maddesinde “Teminat” konusu düzenlenmiş olup, Bakanlıkça projedeki devre sayısı ya da projenin toplam bedeli kriterine göre belirlenecek büyüklüğün üzerindeki projeler için bina tamamlama sigortası yaptırılması zorunlu olacaktır. (Böylece bir firmanın binayı tamamlamadan iflas etmesi durumunda sigorta teminatında bina tamamlanarak tüketiciye teslim edecektir.)
Getirilen yeni düzenlemeye göre tüketici 14 gün içerisinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayabilecektir.
6502 sayılı yasanın 44. Maddesinde yer alan düzenlemeyle ön ödemeli konut satışında devir veya teslim süresi sözleşme tarihinden itibaren 36 ayı geçemeyecektir.
Madde 47; KAPIDAN SATIŞ
Kapıdan satış sözleşmelerinde de cayma hakkı 4077 sayılı kanunda olan 7 günden
14 güne çıkarılmıştır.
Sözleşme imzalanırken, sözleşme tarihi tüketicinin kendi el yazısıyla yazılacak ve sözleşmenin bir nüshası tüketiciye verilecektir.
Madde 48; MESAFELİ SÖZLEŞMELER
Tüketici 14 gün içerisinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahip olacaktır.
Madde 49 ; FİNANSAL HİZMETLERE İLİŞKİN MESAFELİ SÖZLEŞMELER
Madde 50; DEVRE TATİL VE UZUN SÜRELİ TATİL HİZMETİ SÖZLEŞMELERİ
Belediyeden yapı ruhsatı alınmadan tüketicilere ön ödemeli devre tatil sözleşmesi imzalanmasının yasaklanmasıdır.
Aynı maddenin 5. Fıkrasıyla, mesafeli sözleşmeler hariç olmak üzere tüketiciye sözleşme tarihini kendi el yazısıyla atma zorunluluğu getirilmiştir.
Tüketici, 14 gün içerisinde hiçbir sebep göstermeksizin ve hiçbir cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahiptir.
Devre tatil amaçlı taşınmazın ön ödemeli satışında devir ve teslim süresi sözleşme tarihinden itibaren 36 ayı geçemeyecektir.
Madde 55; TANITMA VE KULLANMA KILAVUZU
Malın güvenli kullanımına ilişkin hususların malın üzerinde yer alması hâlinde yazılı ve sesli ifadelerin Türkçe olması zorunlu olmasıdır.
Madde 61; TİCARİ REKLAM
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Ülkemizde ilk defa uygulama alanı bulacak bir düzenleme getirilmiştir. Buna göre; dünya uygulamalarında olduğu gibi, rakip mal ve hizmetlerin marka ismi verilerek karşılaştırmalı reklam yapılabilecektir.
Madde 66-72; TÜKETİCİ HAKEM HEYETİ
6502 sayılı kanun ile getirilen uygulamayla, uyuşmazlığın tüketici lehine sonuçlanması durumunda tebligat ve bilirkişi ücretleri karşı tarafça karşılanacaktır.
Madde 80; PİRAMİT SATIŞ SİSTEMLERİ
Piramit satış sisteminin kurulması, yayılması veya tavsiye edilmesi 6502 sayılı kanun kapsamında yasaktır.

Haksız Şart Kavramı

“Haksız şart” kavramı, İngilizcede, “haksız kayıtlar” anlamına gelen “unfaire terms” kavramlarını karşılamaktadır.[1] Yönergede yapılan düzenlemelerin Türk iç hukukuna aktarılması niteliğindeki 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun 6. maddesine göre, “haksız şart”, “Satıcı veya sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşullarıdır.
Belirtmek gerekir ki, haksız şartların en çok yer aldığı sözleşmeler, bankalar ile tüketiciler arasında yapılan kredi sözleşmeleri olmasına karşın, Kanunda, “kredi veren” ifadesine yer verilmemesi büyük bir eksiklik olmuştur. Kanundaki bu eksiklik, Yönetmelik ile giderilmeye çalışılmış ve Yönetmelikte bu kavrama yer verilmişse de, Kanuna aykırı bir Yönetmelik olamayacağından, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda da “kredi verenin” kavramının düzenlenmesi gereklidir.

Haksız Şartın Unsurları
Tüketici ile Müzakere Edilmemesi
Bir sözleşme kaydının haksız şart olarak değerlendirilmesi için, öncelikle, bu kaydın tüketici ile müzakere edilmeden sözleşmeye konulmuş olması gerekir. Sözleşmede yer alan bir hükmün, haksız şart olarak nitelendirilebilmesi için bu hükmün, satıcı, sağlayıcı veya kredi veren tarafından tek taraflı olarak sözleşmeye konulmuş olması gerekir. Hükmün haksız olarak kabul edilebilmesi için tüketici ile müzakere edilmemiş, pazarlık konusu yapılmamış ve tüketiciye sözleşme hükmünün içeriğine etki etme imkânı verilmemiş olmalıdır.[2]
Dürüstlük Kuralına Aykırı Olarak, Tüketici Aleyhine Oransızlık Oluşturması
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 6. maddesinde, tüketici sözleşmelerinde, bir sözleşme kaydının haksız şart olarak kabul edilebilmesi için, tüketici ile müzakere edilmemiş olması yanında, bu kaydın dürüstlük kuralına aykırı olarak, tüketici aleyhine oransızlık meydana getirmesi de aranmıştır. Yönergenin 3. maddesinde ise, bu oransızlığın dürüstlük kuralına aykırı olması yeterli görülmemiş, aynı zamanda tüketicinin zararına olarak önemli ve haksız bir oransızlık olması aranmıştır.
Satıcı, sağlayıcı veya kredi veren tarafından tek taraflı olarak sözleşmeye konulan ve sözleşmenin içeriği haline getirilmek istenen bir hükmün haksız olarak nitelendirilebilmesi için bu hükmün tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde objektif iyi niyet
[3] kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olması gerekir. Buna karşılık tüketicinin sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde hiçbir değişiklik yapmayan ya da tüketici lehine olan hükümler sırf tüketiciyle müzakere edilmediği için haksız şart olarak nitelendirilemez.
Dürüstlük kuralları, “oransızlık” kavramının değerlendirilmesinde rol oynadığı için, aslî olarak önem taşıyan kavram “oransızlık” kavramı olmaktadır. Bu kavram, “hukukî olmaktan” daha çok “ekonomik” bir kavram olup[4], sözleşmede yer alan bir kaydın oransızlığa sebep olup olmadığı, sadece söz konusu kaydın değerlendirilmesi ile değil, sözleşmenin tamamının değerlendirilmesi sonucu tespit edilecektir. Öncelikle, tarafların işlem yaparken bulundukları pozisyon, yani güç ilişkisi göz önünde bulundurulacaktır. Tüketici sözleşmelerinde tüketicinin karşısında yer alan girişimci ne kadar güçlü ise, kaydın oransızlığa yol açıp açmadığı o derece sıkı değerlendirilecektir.
Bu anlamda, tüketici ile sözleşme yapan girişimcinin, büyük bir ticarî işletme veya küçük bir tacir (veya esnaf işletmesi) olması, tüketicinin söz konusu sözleşmeyi yaparken bilgi ve tecrübesini kullanma imkânını kullanıp kullanamadığı değerlendirme açısından önem arz edecektir. Oransızlığın tespitinde göz önünde bulundurulacak diğer bir husus da, tüketicinin sözleşme kayıtlarına rıza gösterirken etki altında kalıp kalmadığıdır. Tüketicinin, söz konusu etkiye karşı koyamayarak sözleşme şartlarını kabul etmişse, oransızlığın varlığı kabul edilecektir.
Genel İşlem Şartlarının Özellikleri
 Müzakere Edilmemiş Olma
Taraflardan birinin, sözleşmenin kurulduğu sırada, diğer tarafla müzakere etmeden genel işlem koşullarını sözleşmenin içeriğine dâhil etmesi durumunda, bu unsurun varlığından söz edilebilir. Genel işlem şartlarını kullanan taraf, sözleşmenin karşı tarafının etki edemediği bu koşulların, sözleşmenin içeriğinde bağlayıcı olarak yer almasını amaçlar. Genel işlem koşullarını kullanan taraf, karşı tarafın sözleşmenin içeriğini belirleme özgürlüğünü sınırlamaktadır.
Sözleşmenin Kurulmasından Önce Tek Taraflı Hazırlanmış Olması
Genel işlem koşulları, sözleşmenin kurulmasından önce, girişimci veya üçüncü kişiler tarafından tek taraflı olarak belirlenir. 
Genel ve Soyut Olma
Genel işlem şartları, tıpkı hukuk normu gibi genel ve soyut bir nitelik arz etmekte olup, yasal niteliği olmamasına rağmen, yasa hükmü gibiymiş bunlara sözleşmelerde yer verilmektedir.[65] Genel işlem şartları soyuttur. Bu hükümler herhangi bir somut sözleşme ilişkisini düzenlemek için konulmamıştır, bilakis ileride yapılacak aynı türdeki çok sayıda sözleşmede kullanılmak üzere hazırlanırlar. Örneğin bir bankanın kullandığı kredi genel şartları bu niteliktedir. Çünkü banka bu şartları sadece belirli bir sözleşme ilişkisini düzenlemek için değil ilerde bu türden yapacağı tüm sözleşmelerde kullanmak üzere hazırlamakta ve hazırlatmaktadır.
Genel işlem şartları, genel nitelikli hükümlerdir. Nitekim bunlar belirli kişiler düşünülmeksizin kendileri ile ileride sözleşme yapılacak çok sayıda kişi düşünülerek hazırlanırlar.
[5]
Sözleşme İle İlişkilendirilmesine Rağmen Bazı Genel İşlem Şartlarının Bağlayıcılık Kazanamaması

Tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları ile genel işlem şartları sözleşmenin içeriği haline gelir ve taraflar için bağlayıcı olur. Ancak bazı hallerde genel işlem şartlarından bir kısmı, tarafların anlaşmasına rağmen sözleşme içeriği olarak kabul edilmezler ve taraflar için bağlayıcı olmaz. Genel işlem şartlarının ilişkilendirme anlaşmasına rağmen yürürlüğe girmediği haller şunlardır:
a)Sözleşme Özgürlüğünün Sınırlarını Aşan Genel İşlem Şartları
Anayasanın 48/1’de herkesin sözleşme özgürlüğüne sahip olduğu; BK 19.maddede göre ise bir sözleşmenin içeriğinin, kanunun gösterdiği sınırlar içerisinde, serbestçe belirleneceği belirtilmiştir. Bu hükümlerden hareketle Türk hukukunda sözleşme özgürlüğü ilkesinin geçerli olduğunu söyleyebiliriz.
Sözleşme özgürlüğünü, kişilerin özel borç ilişkilerini hukuk düzeninin sınırları içinde yapacakları sözleşmelerle özgürce düzenleme yetkisi
[6] olarak tanımlayabiliriz. Sözleşme özgürlüğü ilkesine göre kişiler, istedikleri kişilerle ve istedikleri içerikte sözleşmeler yapmakta serbesttirler[7].
b)Okunaklı Yazılmamış Genel İşlem Şartları
Sözleşmede yer alan genel işlem şartlarından anlamı açık olmayan, birkaç farklı anlama gelen, anlaşılması mümkün olmayan veya anlamı tereddüt uyandıran hükümlerin bulunması halinde, bunların genel işlem şartlarına dayanan tarafın aleyhine yorumlanması gerekir.
[8] Borçlar Kanunu Tasarısının 23. maddesinde de genel işlem koşullarında yer alan bir hükmün, açık ve anlaşılır olmadığı veya birden çok anlama geldiği hallerde, bunun düzenleyenin aleyhine ve karşı tarafın lehine yorumlanacağı belirtilmiştir.
Genel işlem şartlarını sözleşme içeriği haline getirmek isteyen satıcı, sağlayıcı veya kredi veren bu husustaki yetkisini daha okunaklı genel işlem şartları bulma yönünde kullanmadığına göre bunun sonuçlarına da katlanması gerekir. Bu şekilde okunaklı olmayan genel işlem şartlarını sözleşme içeriği haline gelmesini isteyen satıcı, sağlayıcı veya kredi veren tereddüt halinde hüküm şu şekilde anlaşılmalıdır şeklinde bir iddiada bulunamaz.
c)Alışılmamış (Mutat Olmayan), Şaşırtıcı, Beklenmez, Olağanüstü Genel İşlem Şartları
GİŞ içerisinde yer alan ve somut durumun hal ve şartlarına ve özellikle de sözleşmenin türüne göre tüketicinin tahmin edemeyeceği, hesaba katamayacağı kadar alışılmamış olan hükümler sözleşme içeriği haline gelmezler. Bir sözleşme hükmünün ne zaman alışılmamış, şaşırtıcı, beklenmez olduğunu önceden söylemek her zaman için mümkün değildir. Ancak genel olarak söylemek gerekirse alışılmamış, beklenmeyen ile kastedilen bir hükmün akdedilen tüketici sözleşmesi açısından ilgili çevrede beklenmez olmasıdır. Söz konusu sözleşmeye yabancı, normalde o sözleşme türünde karşılaşılmayacak bir hükme sözleşmede yer verilmesi halinde de bu hükmün alışılmamış olduğu söylenebilir.
[9]
GİŞ’in sözleşme içeriği haline gelmesi için tüm gerekenler yapılmış olsa bile, bu şartlardan durumun gereği ve sözleşmenin niteliği gereği tüketicinin hesaba katamayacağı derecede şaşırtıcı, olağanüstü, beklenmeyen şartlar sözleşme içeriği haline gelmezler.
[10] Dürüstlük kuralı gereğince tüketicinin bunları göz önünde bulundurması beklenemez. 
Ancak tüketicinin dikkati özel olarak çekilmiş olan alışılmamış şartların geçerli olduğunu ve sözleşme içeriği haline geldiğini kabul etmek gerekir
[11]; ancak bunların haksızlığı her halükarda yine denetlenecektir. Bunların tüketicinin bilgisine sunulmuş olması, tüketicinin dikkatinin özellikle bunlara çekilmiş olması sadece bunların sözleşme içeriği haline gelmiş olmasına yol açar.
d)Bireysel Anlaşmaya Aykırı Genel İşlem Şartları
Genel işlem şartları, ileride akdedilecek sayısız sözleşme için hazırlanmaları nedeniyle her zaman ihtiyaca cevap vermeyebilir. Bu nedenle taraflar anlaşarak GİŞ dışında özel bazı hükümler kabul edebilirler ya da GİŞ içindeki bazı hükümlerin uygulanmayacağını kararlaştırabilirler. Bunu ya aralarındaki sözleşmede bazı GİŞ hükümlerinin uygulanmayacağını belirterek ya da GİŞ metninden bazı hükümlerin üzerini çizerek yapabilirler. Tarafların asıl sözleşmede kabul ettikleri hükümlerden GİŞ ile çelişkili olanlar var ise bu durumda sözleşmedeki bu özel hükmün uygulanması gerekir

 Haksız Şartların İdari Denetimi

Tüketicinin genel işlem şartlarına karşı korunmasında idari denetim büyük önem arz etmektedir. Nitekim idari denetimde genel işlem şartları daha tüketicinin karşına çıkmadan veya olay yargıya intikal etmeden tespit edilmekte ve haksız olanlar var ise bunların iptali sağlanmaktadır. Dolayısıyla idari denetim, önleyici bir denetim işlevi görmektedir. Birçok tüketicinin entelektüel bilgi ve mali açıdan zayıflığı nedeniyle haksız şartların iptali için dava açmayacağı düşünüldüğünde idari denetimin yapılmasının gerekliliği ortaya çıkar.
İdari denetimin bazı yararlarını zikretmek gerekirse şunlar söylenebilir:
[12] Birincisi idari denetim, haksız sözleşme koşullarının hazırlanmasından ve fakat sözleşmeye konulmasından önce denetimden geçirilmesi esasına dayanır. İdari denetimde haksız şartlar, henüz tüketici ile karşılaşmadan önce elemine edilmekte, dolaylısıyla idari denetim önleyici bir denetim olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yönüyle idari denetim ile tüketicinin halklarının ihlal edilmesi en başta engellenmekte ya da en aza indirilmektedir.[13] İkincisi idari denetim, yargısal denetimi kolaylaştırıcı ve yargının yükünü azaltıcı niteliktedir. Genel işlem şartlarının idari denetimden geçmesi sonucu sözleşmedeki haksız şartların büyük bir kısmı ortadan kalkacak, geriye kalan az sayıdaki genel işlem şartlarının mahkemelerin önüne gideceğinden hem yargısal denetim kolaylaşacak hem de mahkemelerin iş yükü azalacaktır. Üçüncü olarak da örgütsel, entelektüel ve mali açıdan zayıf tüketicinin çoğu zaman dava açmayacağı düşünüldüğünde idari denetimin haksız sözleşme koşullarının her halükarda denetlenmesini sağlayacağı için yararlı olacaktır.
Sözleşme hükümlerinin idari denetimi konusunda Türk Hukukunda genel yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. TKHK m.6/son’da Sanayi ve Ticaret Bakanlığının standart sözleşmelerde yer alan haksız şartların tespit edilmesine ve bunların sözleşme metninden çıkarılmasının sağlanmasına ilişkin usul ve esasları belirleyeceği belirtilmiştir. Bakanlıkça kanunun 6. maddesine dayanılarak çıkarılan Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmelik”te bu hususta herhangi bir düzenleme yapılmamıştır.
Genel işlem şartlarının özellikle de tüketicinin istismarına açık alanlarda sektörel bazda tüketici örgütleri ile meslek birlikleri arasında tıpkı toplu iş sözleşmesinde olduğu gibi o alanda geçerli olacak sözleşme hükümlerinin tespit edilmesidir. Bunun için güçlü ve yeterli kaynağa sahip tüketici örgütlerinin varlığına ihtiyaç vardır. Ancak belirtmek gerekir ki geçmişte olduğu gibi günümüzde de tüketici örgütleri mali açıdan olduğu gibi entelektüel bakımdan donanımlı personel konusunda da sıkıntı içerisindedirler. Bu şekilde yetersiz yapılanmış tüketici örgütlerinin güçlü satıcı, sağlayıcı veya kredi verenler ile bunların mesleki birlikleri karşısında ne kadar etkin olabileceği tartışmaya açık bir husustur.
 Haksız Şartların Hukukî Denetimi

Genel olarak haksız şartların yorumu, teknik anlamda bir denetim olmadığı için sözleşmelerde yer alan hükümlerin yargısal denetiminde iki aşamalı bir denetimden söz edebiliriz:
[14]
Birinci aşamada bu hükümlerin satıcı, sağlayıcı veya kredi verenin tüketici ile yapmayı sözleşme ile ilişkilendirilip ilişkilendirilmediği bir başka anlatımla bunların sözleşme içeriği haline gelip gelmediğine bakılacak, sözleşme içeriği haline geldiği tespit edildikten sonra bunların açık ve anlaşılır bir dille kaleme alınıp alınmadığı inceleme konusu yapılacaktır. Açık ve anlaşılır bir dille kaleme alınmamış olan hükümler yoruma tabi tutulacak, ortaya çıkan birden çok yorumdan tüketici açısından en lehe olanı dikkate alınacaktır. Üçüncü aşamada ise sözleşme içeriği haline gelmiş ve açık ve anlaşılır bir dille kaleme alınmış olan (yoruma mahal vermeyen) sözleşme hükümlerinin içerik olarak hakkaniyete ve dürüstlük kurallarına uygun olup olmadığı değerlendirilecektir.


Kaynakça
1)  Zevkliler, s. 157

2)  Aslan, s. 286
 
3)   Zevkliler, s. 165
 
4) Şener Akyol, Dürüstlük Kuralı ve Hakkın Kötüye Kullanılması Yasağı, Filiz Kitabevi, İstanbul 1995, s. 29
 
5) Oğuz, s. 511
 
6) Eren, s. 270
 
7)Oğuzman ve Öz, s. 19

8) Tamerİnal, Açıklamalı-İçtihatlı Tüketici Kredileri ve Tüketici Sözleşmeleri, Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş., İstanbul 2002, s. 134
9) Atamer, Sözleşme Özgürlüğünün Sınırlandırılması Sorunu Çerçevesinde Genel İşlem Şartlarının Denetlenmesi, s. 11
10)  Oğuzman ve Öz, s. 22
11) Atamer, Sözleşme Özgürlüğünün Sınırlandırılması Sorunu Çerçevesinde Genel İşlem Şartlarının Denetlenmesi, s. 70
12)  Akipek, s. 232
13) Ozanoğlu, s. 2
14) Zevkliler, s. 163

AKİPEK, Şebnem. Türk Hukuku ve Mukayeseli Hukuk Açısından Tüketici Kredisi, Seçkin Yayınevi, Ankara 1999
AKYOL, Şener. Dürüstlük Kuralı ve Hakkın Kötüye Kullanılması Yasağı, Filiz Kitabevi, İstanbul 1995
ASLAN, İ.Yılmaz/ŞENYÜZ, Doğan/ERGÜN, Mevci. İşletme Hukuku, Ekin Kitabevi, Bursa 2002
ASLAN, Yılmaz. En Son Değişikliklerle Yargıtay Kararları Işığında Tüketici Hukuku, Ekin Kitabevi, Bursa 2004
ATAMER, Yeşim M.. Genel İşlem Şartlarının Denetiminde Yeni Açılımlar, Prof. Dr. Necip Kocayusufpaşaoğlu İçin Armağan, Turhan Kitabevi, Ankara 2004

ATAMER, Yeşim M.. Sözleşme Özgürlüğünün Sınırlandırılması Sorunu Çerçevesinde Genel İşlem Şartlarının Denetlenmesi, Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş., İstanbul 2001
İNAL, Tamer. Açıklamalı-İçtihatlı Tüketici Kredileri ve Tüketici Sözleşmeleri, Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş., İstanbul 2002
İNAL, Tamer. Borca Aykırılık ve Sonuçları, Papatya Yayıncılık, İstanbul 2004
OZANOĞLU,Hasan. Tüketicinin Korunması Açısından Taksitle Satım Sözleşmesi, Bankacılık Enstitüsü Yayınları,Ankara 1999





George Orwell Response